Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Dindar olmak ya da olmamak! Kimin elinde!

11 Şubat, 2012

Dindar olmak ya da olmamak!

Kimin elinde!

Tartışmaların bitmediği siyasi gündemde “Dindar gençlik yetiştirmek”  düşüncesi sanıyorum Başbakan Erdoğan’ın yeni nesil yetiştirme projesi kapsamında yer alıyor…

Dindar gençlikten kasıt nedir?

Dindar gençlik yetiştirmek için özel bir uygulamamı gerekiyor!

Böyle bir şey mümkün mü? Bence hayır!

Öncelikle bizler içine kapanık, totaliter bir ülkede yaşamıyoruz… Ekonomisi dünyaya açılmış, seçimle gelip-giden iktidarların yer aldığı Türkiye’de, seküler kültürün güçlü temelleri üzerine oturan bu sistemin tek bir İslami anlayışın altında toplanmayacağını belirtmek de fayda var.

"Dindar nedir, nasıl olunur?" sorusuna; dinin bütün buyruklarını yerine getirmek ve hayatınızı dinin buyruklarına göre şekillendirmek olarak yanıt verebiliriz. Dindar olmak için kimilerine göre bu açıklama yeterli olabilir! Dinin buyruklarını yerine getirmek her kişide olmayabilir. Kimilerine göre hayatınızı dinin buyruklarına göre şekillendirmiyorsanız dindar değilsinizdir.

Dindar kişileri belli şablonlarla açıklamak da doğru değildir. Din tanımını “Hür iradeleriyle inanan akıl sahibi insanları en iyiye en doğruya en güzele ve edebi mutluluğa ulaştıran ilahi kanunlar bütünüdür.”  Olarak ifade ediyor Diyanet İşleri Başkanlığı…

Dinini inandığı şekilde yaşamak bir insanlık hakkıdır. Buna göre, herkes inandığı şekilde, dininin gerektirdiği kural ve kaidelere uyarak yaşamak hak ve özgürlüğüne sahiptir, din siyasallaştırılmadığı sürece!
İnanç özgürlüğüne müdahale etmek dinin özünü inkâr etmektir. Ancak insanlar dini özüne sadık kalarak ve dinin istediği koşullara göre kendini şekillendirebilir…

Toplum dinamik bir sürecin parçasıdır. Toplumda dindar kesim olduğu kadar, ateistlerde yer almaktadır. Ancak bu hükümet politikalarını ilgilendiren bir konu değildir.

AKP’nin “Dindar Toplum” projesiyle muhafazakâr bir toplum olmamızdan kaynaklanan, bu nedenle de Dindar nesil yetiştirme düşünceleri ile beraber şu konuları da unutmamaları gerektiğini düşünüyorum!

Türkiye’nin sosyolojik sınırlarını iyi bilmek gerekiyor…
Anadolu sermayesi gelişerek İslami kesim burjuvalaşmıştır.
Türkiye’de farklı inanışlar daha da görünür hale gelmiştir.
Din devleti isteyenlerin oranı giderek düşmektedir!

Hükümet eğitimi teknolojinin önemli bir parçası haline getirmeye çalışıyor, Türkiye’yi dünyaya açıyor, üniversitelerin çoğalmasına öncülük ediyor çağdaş ve demokratik bir sistem içinde değişiyor – gelişiyor, Mısırda Laikliği övüyor… Bu duruma ne demeliyiz? Son derece akılcı ve çağdaş yaklaşımlar içinde hareket ediyorlar ancak hedef göstermekten de, halkın nabzını yoklama adımları atmaktan da geri kalmıyorlar. Ya tutarsa hesabı…
Kişilerin dindar olmaları sadece ve sadece kendilerini ilgilendirir.

Hükümet toplumun nasıl olması gerektiğiyle ilgili kendine misyonlar yüklememeli. Toplumun ateist mi, dindar mı olması yerine eğitimli olup olmamasına bakılmalı. Hükümet toplumun eğitim seviyesinin nasıl yükseltilmesi gerektiği konusunda çalışmalı. Türkiye’de hala ilkokul mezunlarına sürücü ehliyeti verilmeye çalışılıyor, trafik canavarları yaratmışsın, dindar olsa ne yazar! Diyorum…

Mesela yani!

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti

34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR