Yukarı
439378

'Süreç' komisyonu, zeytin yasası, yargı paketleri...

27 Aralık 2025 12:12

TBMM, 2025 yılı boyunca ekonomi, yargı, çevre, güvenlik ve sosyal politikalara ilişkin çok sayıda düzenlemeyi gündemine aldı. Zeytinliklerin madenciliğe açılması, yargı paketleri, “Terörsüz Türkiye” süreci ve Kartalkaya’daki otel yangınına ilişkin Meclis Araştırması yılın öne çıkan başlıkları oldu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2025'te, yaptığı kanunlar, yaşanan tartışmalar ve komisyon gündemleriyle ülke gündeminden neredeyse hiç düşmedi.

1 Ocak 2025 tarihinden yeni yıla yaklaştığımız son günlere kadar çalışan Meclis, bazen geçirilen yasaların kamuoyunda tartışmalara neden olması bazen de vatandaşın en ihtiyaç duyduğu yasaların yapılmaması gibi sık sık eleştirilerin odağında yer aldı. 

TBMM’de 1 Ocak 2025 tarihinden yılın son günlerine kadar 8’i uluslararası anlaşmalar olmak üzere toplam 26 kanun teklifi kabul edilerek yasalaştı.

Yasalaşan kanun tekliflerinin tamamı AKP'li milletvekili tarafından verilen kanun tekliflerinden oluştu. Bu durum, demokratikleşme anlamında sağlıklı bir yapı olmadığı gerekçesiyle muhalefet tarafından sık sık eleştirildi.

TORBA YASALAR, GECE OTURUMLARI VE HIZLA GEÇEN MADDELER

2025 yılında TBMM’de yasama faaliyetlerinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, torba kanunlar üzerinden yürütülen hızlı ve parçalı yasama pratiği oldu.

Birbiriyle doğrudan ilgisi bulunmayan çok sayıda madde düzenlemesi tek bir kanun teklifi altında birleştirilerek Meclis gündemine getirildi. Bu yöntem, muhalefet tarafından sık sık eleştirildi. Muhalefet partileri, torba kanun görüşmeleri sırasında bazı maddelerin gerekli olduğunu kabul ettiklerini ancak desteklemedikleri düzenlemelerin de aynı teklif içinde yer alması nedeniyle, bütün kanun teklifine 'hayır' oyu vermek zorunda kaldıklarını sıkça dile getirdi.

Muhalefete göre bu durum, torba kanun pratiğinin yasama sürecinde sağlıklı tartışma ve madde bazlı uzlaşma imkânını ortadan kaldırdığını bir kez daha ortaya koydu.

 

Yasama süreciyle ilgili bir diğer eleştiri ise gece geç saatlere kadar uzayan Genel Kurul oturumlarıyla yürütülmesine yönelik oldu. Özellikle torba kanun görüşmelerinde sabaha karşı yapılan oylamalar ile çok sayıda madde sıkıştırılarak ve kısa sürede kabul edildi.

Bu durum, Meclis’in yasama kalitesine ilişkin eleştirileri de arttırdı. 2025 yılında kabul edilen kanun tekliflerinde pek çok madde üzerinde neredeyse hiç konuşma yapılmadan ya da sınırlı konuşma yapılarak kabul edildi. Muhalefetin verdiği değişiklik önerilerinin büyük çoğunluğu reddedildi. 

2025’İN EN ÇOK KONUŞULAN KANUN TEKLİFLERİ

2025 yılında TBMM’de kabul edilen kanun teklifleri, içerik dağılımı itibarıyla ekonomi ve mali düzenlemeler, yargı ve güvenlik alanı, sağlık politikaları ile çevre ve enerji başlıklarında yoğunlaştı.

Yasalaşan tekliflerin önemli bir bölümü ekonomik düzenlemeler ve kamu maliyesiyle ilgili olurken bunu yargı paketleri ve güvenlik odaklı düzenlemeler izledi.

Sağlık alanındaki değişiklikler sayıca daha sınırlı olsa da vatandaşın gündelik sorunlarına etkisi nedeniyle tartışma yarattı. 

ZEYTİNLİKLERİN MADENCİLİĞE AÇILMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME

2025 yılının en tepki çeken düzenlemelerinden biri enerji ve madencilik faaliyetleriyle ilgili hükümler içeren torba kanun teklifi oldu. Kanun içeriğinde zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasına izin veren düzenlemelerin yer alması hem muhalefetin hem de sivil toplumun tepkisiyle karşılandı. 

CHP ve DEM Parti milletvekilleri, düzenlemenin zeytinciliği koruyan özel yasalara ve Anayasa’ya aykırı olduğunu savundu. İktidar ise düzenlemeyi enerji arz güvenliği gerekçesiyle savundu.

İKLİM KANUNU İLE SERMAYE ELEŞTİRİSİ YAPILDI

Çevre konusunda en çok tepki çeken kanun tekliflerinden biri de İklim Kanunu teklifi oldu. İklim Kanunu Teklifi, iktidar tarafından 'yeşil dönüşüm ve 2053 net sıfır hedefi' çerçevesinde savunulurken; muhalefet partileri, meslek örgütleri ve çevre platformları düzenlemenin iklim krizine karşı etkisiz, piyasacı ve bağlayıcılığı zayıf olduğu görüşünü dile getirdi.

TSK’YE İLİŞKİN DÜZENLEMELER TARTIŞMA YARATTI

2025 yılı içinde TBMM’de kabul edilen bazı kanunlarda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin personel rejimi, görev süreleri ve yetki alanına ilişkin düzenlemeler yer aldı.

Muhalefet, değişikliklerin askeri hiyerarşi, liyakat sistemi ve Meclis denetimi açısından soru işaretleri doğurduğunu savundu. En çok tartışılan konulardan biri de TSK komuta kademesinin görev sürelerine ilişkin yetkilerin Cumhurbaşkanına verilmesi oldu.

10. VE 11. YARGI PAKETLERİ

Muhalefet partileri, 10. ve 11. Yargı Paketleri’nin, yargı reformu iddiası taşımasına karşın yargının temel sorunlarına dokunmadığı eleştirisinde bulundu. 

10. Yargı Paketi olarak bilinen infaz düzenlemesini içeren ve on binlerce hükümlüye tahliye yolu açan Kanunun, 5 Haziran 2025'te Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle beraber cezaevlerinden tahliyeler başladı.

2025 yılının son ayında yeni bir yargı paketi daha TBMM gündemine getirildi. Kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak adlandırılan Kanun'ndaki ceza infaz süreleri kısaltılan ve serbest kalacak mahkumların işledikleri suçlar, toplumun büyük kesiminin tepkisine yol açtı. 

Terör ve örgütlü suçlar, alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına, çocuklara, beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak kişiye yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ile çocuğun cinsel istismarı suçları hariç olmak üzere 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlardan hükümlüler, kapalı cezaevinden açık cezaevine, açık cezaevinden denetimli serbestliğe 3 yıl daha erken ayrılmasını öngören 10, yargı paketi,  özellikle depremzedelerin tepkisine neden oldu. 

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde yakınlarını kaybeden ailelerin Meclis yakınında bulunan bir parkta günlerce kalmasının ardından, depremlerde sorumluluğu olanların da bu düzenlemeden yararlanmaması için düzenlemeye gidildi. Genel Kurul'da bu hükme yönelik önerge kabul edildi.

Buna göre, deprem nedeniyle bina veya diğer yapıların yıkılması, çökmesi ya da hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçları düzenlemenin kapsamından çıkarıldı. 

Böylelikle TBMM'de kabul edilen Kanun, 25 Aralık 2025'te Resmi Gazete'de yayımlandı. Bazı suçlar hariç cezaevindeki on binlerce hükümlünün, denetimli serbestlik süreleri kısaltılarak tahliyeleri sağlandı. Kadına yönelik şiddet faillerinin çıkacak olması da kamuoyunun tepkisini çekti. 

MUHALEFETİN ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMASI TALEPLERİ REDDEDİLDİ 

2025 yılında muhalefet partileri ekonomi, adalet, sağlık, afet yönetimi, kadın hakları gibi pek çok başlıkla ilgili araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Ancak bu önerilerin hemen hepsi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Muhalefet milletvekilleri, araştırma komisyonu önergelerinin reddedilmesini, 'Meclis çoğunluğunun bazı sorunlara bakmak istememesi' olarak değerlendirdi.

2025 yılı içerisinde bu durumun tek bir istisnası oldu. AKP milletvekillerinin 15 Mayıs tarihinde TBMM Genel Kurulu’ndaki çalışmalara az sayıda milletvekiliyle katılım göstermesi üzerine Yeni Yol Partisi’nin engelli sorunlarının araştırılmasına ilişkin verdiği araştırma önerisi, muhalefetin oy çokluğuyla kabul edildi. İlk toplantısını 3 Temmuz’da yapan komisyon, çalışmalarına hala devam ediyor.

BOLU KARTALKAYA YANGIN FACİASI MAĞDURLARI DİNLENDİ 

Bu sene kurulan en önemli araştırma komisyonlarından biri de hiç şüphesiz Kartalkaya yangın faciasının ardından kurulan komisyon oldu. Bu komisyon, Bolu’daki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak 2025’te çıkan ve 78 kişinin yaşamını yitirmesine yol açan yangının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla kuruldu.

İlk toplantısını 18 Şubat 2025’te gerçekleştiren komisyonda Kültür ve Turizm Bakanlığı, AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcileri  gibi kurumlardan bilgi alındı. Ailelerin komisyonda söyledikleri sözler durumun vahametini bir kez daha ortaya koydu. Y

angında eşi ve çocuğunu kaybeden Hilmi Altın, "Cumhuriyet tarihinin en büyük yangın katliamı nasıl bize yaşatılır? Neden yangın alarmı olmaz, tahliye planı olmaz. Bu otele kim ruhsat verdi? Kim denetlemedi? Bu bir hata, ihmal değil, bu bir cinayet. Net talebimiz var. Hiçbir aile bir daha bizim yaşadığımızı yaşamasın. O otelin arazisi bir daha açılmayacak şekilde anıta dönüştürülsün” dedi.

Muhalefetin komisyon çalışmalarına yönelik en büyük eleştirisi siyasi ve idari sorumluluk zincirinin yeterince sorgulanmadığı iddiası oldu. Özellikle CHP’li üyeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel idarelerin denetim sorumluluğunun net biçimde ele alınmadığını belirterek, 'komisyonun kusur tespiti yerine bilgi derleme' noktasında kaldığını ifade etti. 

Muhalefet, Kartalkaya faciası sonrası aynı zamanda turizm şirketi sahibi de olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a turizm işletme belgeli tesislerde yangın güvenliği denetimlerini etkin biçimde yapmamakla ve siyasi sorumluluktan kaçmakla eleştirdi. Bakan Ersoy’un sorumluluk almaması ve istifa etmemesinin ardından başlayan tepkiler Aralık ayında gerçekleşen bütçe görüşmeleri sırasında da devam etti.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" SÜRECİ KOMİSYON KURULDU 

2025 yılında bir diğer önemli adım Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kurulması süreci oldu. Süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’e yaptığı ‘toplumsal birlik ve siyasal normalleşme’ çağrısının ardından hız kazandı.

Bahçeli, 2025 yılı başında yaptığı açıklamalarda, Meclis çatısı altında ortak bir zeminin oluşturulması gerektiğini vurgularken, kısa süre sonra yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle siyasi çalışmalarına ara verdi.

İlk toplantısını 5 Ağustos’ta gerçekleştiren komisyon, şu günlerde siyasi partilerden gelen raporları değerlendirerek ortak bir rapor hazırlığında çalışmalarını sürdürüyor. 

Bunların yanı sıra Meclis’te, bu yıl zirai dondan etkilenen çiftçilerin yaşadığı sorunların araştırılması amacıyla bir komisyon kurulmasına rağmen, üreticiler komisyon çalışmalarının sahadaki gerçek kayıpları ve acil destek ihtiyacını yeterince yansıtmadığını belirtti. Komisyon gündeminin, çiftçilerin borç yükü, gelir kaybı ve üretimden kopuş gibi temel başlıklardan uzak kaldığı eleştirileri öne çıktı. 

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR DÜZENLEMESİ 

Öte yandan Ahmet Minguzzi cinayetinin ardından yeniden gündeme gelen suça sürüklenen çocuklar tartışması, mevcut ceza ve sosyal politika mekanizmalarının yetersizliğini bir kez daha ortaya koydu, bu konuda komisyon çalışmaları yeni başladı. 

19 MART OPERASYONLARI: SİYASİ GERİLİM GENEL KURUL’A TAŞTI

2025 yılı Meclis gündemini belirleyen kırılma anlarından biri, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan ve Ekrem İmamoğlu’nu da kapsayan operasyonlar oldu.

Operasyonların ardından TBMM’de siyasi tansiyon hızla yükselirken, Genel Kurul ve komisyon çalışmalarında sert polemikler, usul tartışmaları ve muhalefetin kürsü işgalleri dikkat çekti. Muhalefet partileri, süreci 'yargının siyasallaştırılması' ve 'yerel seçim sonuçlarına müdahale' olarak değerlendirdi, iktidar cephesi operasyonların hukuki bir süreç olduğunu savundu.

Ekrem İmamoğlu ve 105 kişinin gözaltına alındığı 19 Mart günü, CHP'li vekiller TBMM Genel Kurulu'nda kürsü işgali gerçekleştirdi. CHP'li vekillerin işgali sonlandırmaması sonucu Genel Kurul kapanırken, TBMM'den çıkan vekiller sloganlar eşliğinde yaklaşık bir buçuk saatlik bir yürüyüşün ardından CHP Genel Merkezi'ne geldiler.

Muhalefet partisi milletvekillerinin Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere tutuklu belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları gerektiği sık sık kürsü konuşmalarında vurgulandı. 

GRUP TOPLANTILARI: MECLİS’TE SİYASETİN NABZI KÜRSÜDEN TUTULDU

2025 yılı boyunca TBMM’de haftalık grup toplantıları, yasama çalışmalarından çok siyasal gündemin ve kriz başlıklarının şekillendiği alanlar olarak öne çıktı. İktidar ve muhalefet partilerinin liderleri, grup kürsülerini çoğu zaman Meclis’te görüşülen kanun tekliflerinden ziyade, yargı süreçleri, yerel yönetimler, ekonomi ve dış politika başlıklarına ilişkin sert mesajlar vermek için kullandı.

Özellikle kriz dönemlerinde grup toplantıları, Meclis’in diğer mekanizmalarının önüne geçti. 19 Mart operasyonları sonrasında yaşanan süreçte, seçilmişlere yönelik yargı adımları ve demokrasi tartışmaları, Genel Kurul yerine grup toplantılarında sert mesajlarla dile getirildi.

Muhalefet, bu kürsüleri hem siyasi pozisyonunu netleştirmek hem de Meclis dışındaki toplumsal muhalefetle bağ kurmak için kullandı.

CHP, özellikle ekonomi alanında Genel Kurul gündemine gelmeyen emekli maaşları ve açlık sınırının altında kalan asgari ücreti sık sık dile getirdi. Yapılan tablolarla vatandaşın meyve bile alamaz durumda olduğu ifade edildi. 

Öte yandan grup toplantılarının bu denli öne çıkması, TBMM’de lider merkezli siyasetin güçlendiğini, milletvekillerinin bireysel katkılarının ise giderek görünmez hâle geldiğini gösterdi.

Yasama faaliyetlerinin büyük ölçüde parti disiplinine sıkıştığı bu tabloda, grup kürsüleri siyasetin vitrinine dönüşürken, Meclis’in müzakere işlevi ikinci plana itildi.

MECLİS, BİR MECLİS BAŞKANVEKİLİNİ KAYBETTİ

TBMM’de bu yıl Meclis Başkanvekillerinden DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder 3 Mayıs tarihinde hayatını kaybetti. Bütün siyasi partileri üzen bu kaybın ardından İstanbul’da anma programı düzenlendi. DEM Parti heyeti is Meclis’te taziyeleri kabul etti.

Önder’in hastalığı döneminde Meclis’i yöneten Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca ise Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan milletvekili Can Atalay'la ilgili Anayasa Mahkemesi'nin kararını Genel Kurulda okuttu.

Hüküm okunurken Başkanlık Divanındaki TBMM Katip Üyesi ve AKP Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez yerinden ayrıldı. Bu olayın ardından Karaca’nın tekrar Meclis oturumu yönetmesine izin verilmezken yeni yasama yılında da CHP’li Meclis Başkanvekili olarak Tekin Bingöl seçildi.

3 Haziran’da TBMM Genel Kurulu 28. Dönem İkinci Devre Meclis Başkanı seçiminde ise AKP İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, üçüncü tur oylamada 329 oyla yeniden TBMM Başkanı seçildi.

BAKANLAR MECLİS’TE NE KADAR HESAP VERDİ: BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu görüşmeleri, TBMM’de yalnızca rakamların değil, siyasi gerilimin de en görünür olduğu alanlardan biri oldu.

Bakanların sunumları öncesinde CHP milletvekillerinin protestoları polemiklere yol açtı. Muhalefet, bütçenin ekonomik krizin yükünü geniş toplum kesimlerine yıktığını, azınlık bir kesimin zenginleşmesine fayda sağlandığını savundu.

CHP milletvekilleri, özellikle Hazine ve Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Kültür ve Turizm Bakanı bütçeleri görüşülürken sert eleştiriler yöneltti.

CHP sıralarından yapılan konuşmalarda, yüksek enflasyon karşısında maaşların eridiği, sosyal harcamaların yetersiz kaldığı ve bütçenin 'yoksulluğu yöneten' bir anlayışla hazırlandığı vurgulandı. Bu eleştiriler sırasında zaman zaman sloganlar, pankartlar gibi protesto biçimleri öne çıktı. Genel Kurul’da bütçe görüşmelerinin son gününde ise AKP ve CHP milletvekilleri arasında yaşanan yumruklu kavga ile görüşmeler son buldu. 

YAZILI SORU ÖNERGELERİ: MECLİS'İN CEVAPSIZ KALAN SORULARI 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte TBMM’nin yürütme üzerindeki denetim kapasitesi yapısal olarak daraltılmış, milletvekillerinin anayasal gözetim rolü büyük ölçüde işlevsizleştirilmiş oldu.

Yazılı soru mekanizmasının bağlayıcılığı fiilen ortadan kalkarken, gensoru ve güvenoyu gibi klasik denetim araçları tamamen tasfiye edilmiş; Meclis’in yürütmeyi siyasal sorumluluk temelinde denetleme imkânı yerini sınırlı, gecikmeli ve sonuç doğurmayan prosedürlere bırakmıştır.

Milletvekilleri, yürütmeye yönelttikleri yazılı soru önergelerinin büyük bölümünün yasal süreler içinde yanıtlanmadığını, verilen yanıtların ise çoğu zaman genel, muğlak ve bilgi içeriği sınırlı ifadelerle geçiştirildiğini sürekli olarak dile getiriyor.

Muhalefete göre bu durum, yazılı soru mekanizmasını fiilen etkisizleştirirken, Meclis’in yürütme üzerindeki denetim kapasitesinin zayıflamasının somut göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.

MECLİS ÇATISI ALTINDA CİNSEL TACİZ

2025 yılında TBMM gündemine yansıyan bir diğer önemli başlık ise Meclis’te görev yapan stajyer öğrencilere yönelik cinsel taciz iddiaları oldu.

Basına ve muhalefet milletvekillerinin açıklamalarına yansıyan iddialar, Meclis bünyesindeki çalışma ortamının güvenliği ve denetimi konusunda ciddi soru işaretleri yarattı.

Muhalefet, bu durumun üzerinin örtülmemesi, bağımsız ve şeffaf bir inceleme yürütülmesi çağrısında bulunurken, Meclis Başkanlığı’ndan etkin bir mekanizma işletilmesi talep edildi.  

cumhuriyet



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Güllü'nün kızının uyuşturucu testinin sonucu açıklandı!

Şarkıcı Güllü’nün şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile arkadaşı Sultan Nur Ulu hakkında ortaya atılan uyuşturucu kullanımı iddialarına dai...

Bahçeli, Hatay'da Erdoğan'a övgüler dizdi: 'Günümüzün Süleyman'ı...'

Hatay'da 455 bininci afet konutu kura çekimi, anahtar teslimi ve yapımı tamamlanan yatırımların toplu açılış töreninde MHP lideri Devlet Bahçeli açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Bahçeli...


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'u andı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Anadolu'nun işgale uğradığı günlerde şehir şehir dolaşarak milletimizi istikbali için kıyama çağıran; duruşuyla, yaşayışıyla hakiki bir münevver olan;...

Bayrampaşa Belediyesi'ne operasyonda yeni dalga

Bayrampaşa Belediyesi'ne yönelik operasyon kapsamında İBB İtfaiye Daire Başkanı ve Genel Sekreter Yardımcısı Remzi Albayrak'ın da aralarında olduğu 4 isim gözaltına alındı. İstanbul Emniy...


Özgür Özel, KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ile bir araya geldi

CHP lideri Özgür Özel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ku...

Libya heyetinin Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemleri tamamlandı!

Ankara’nın Haymana ilçesinde düşen uçakta hayatını kaybeden Libya heyetinin Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemleri tamamlandı. Ankara’nın Haymana ilçesinde 23 Aralık günü Libya Genelkurmay Başka...


Yerlikaya duyurdu... 14 ilde operasyon, 156 gözaltı!

Bakan Ali Yerlikaya, 14 ilde 2 haftadır yürütülen operasyonlarda 156 göçmen kaçakçısının yakalandığını, 112'sinin tutuklandığını bildirdi. 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından yürütü...

Meteoroloji açıkladı: Kuvvetli kar yağışı geliyor!

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 27 Aralık Cumartesi gününe ilişkin hava durumu raporunu yayımladı. Rapora göre; iç ve doğu kesimlerde karla karışık yağmur ve kar yağışının görüleceği tahmin ...


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Şükrü Özyıldız sosyal medyayı salladı

'Kuruluş Orhan' dizisinde 'Flavius' karakterine hayat veren Şükrü Özyıldız kaslı vücuduyla sosyal medyayı salladı. 2 yıl aşk yaşadığı fenomen Sibil Çetinkaya ile ilişkisi 8 ay önce soan e...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Migreniniz varsa bu 2 içeceği asla birlikte içmeyin!

Nörologlara göre migren ataklarının arkasında yalnızca stres ve uykusuzluk yok. Sosyal ortamlarda sıkça tercih edilen alkol ve kafein kombinasyonu, özellikle Espresso Martini gibi içeceklerle birleştiğinde beyinde iltihaplanmayı tetikleyerek şiddetli migren ataklarına yol açabiliyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR