Yukarı
7

Av. Anıl Selek

Yeniden Yargılama Balonu!

27 Ocak, 2014

   Bazı bakanlar ve çocuklarının da adlarının karıştığı, iktidarı zora sokan 17 Aralık operasyonu sonrasında gündeme getirilen “yeniden yargılama” tartışmaları üzerine, “Balyoz için gereken formülü açıklıyorum!” başlıklı yazımla CMK madde  311’de değişiklik yapılarak sonuç alınabileceğini ifade etmiş, devamındaki “Yeniden hukuksuzluk!” başlıklı yazımda da CMK madde 311’de değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin bir örneğini sunarak mağdurlar için bir umut olduğumu düşünmüştüm.

   Ne var ki yanılmışım.

   Yanılgımın öne sürdüğüm formülde olmadığının altını özenle çizmek istiyorum. Yanıldığım nokta “samimiyet” olmuştur.  Kanımca ne iktidar ne de ana muhalefet partisi CHP bu konuda samimi değildir.

   Yeniden yargılamanın formülünü yazdık, rağbet görmedi. Gelin bir de yeniden yargılamanın şifrelerini yazalım.

   CHP geçtiğimiz günlerde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun önerisine paralel bir teklif metnini meclis başkanlığına sundu. Ağırlıklı olarak Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması konusunda yoğunlaşılan teklif metni TBMM tarafından kabul edilir mi bilinmez ama inanıyorum ki bu teklif kabul edilse bile hukuk ve adaletin kanayan yarasına merhem olmayacaktır.

   Hepimiz biliyoruz ki geçmişte DGM’ler kapatıldı diye daha önce yapılan hiçbir yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmedi. Allah aşkına Dünya’nın neresinde görülmüş kapatılan mahkemelerin verdiği hükümlerin geçersiz olduğu? Bu arada bir parantez açarak “Özel yetkili Mahkemelere” karşı olduğumu ve de bunların kapatılmasının doğru olduğunun altına imzamı atarım ancak bu yol “yeniden yargılama gerekçesi olamaz”!

   Farz edelim ki Özel Yetkili Mahkemeler’i kapattık. Ve hatta bu kapatmaların yeniden yargılamaya  konu edileceği yönünde yasa değişikliği de yaparak yeniden yargılamaya imkan tanıdık. Peki yerel mahkemelerin aynı hatalarda ısrar etmeyeceğinin garantisini verebilir misiniz? İşte bu soruya Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun cevabı aynen şöyle olmuştur: “Sonucu bilemeyiz!”

   Esas meselede tam olarak bu zaten… Yani: “Delillerin çoğunda sahtecilik yapıldığı ayyuka çıkmış ve gerek usul gerekse esas açısından her bakımdan tereddütler içeren bir davanın sonucunu bilememek!” Lehe olan delillerin yok farz edildiği, aleyhte olan delillerin de üretilmiş ya da değiştirilmiş olduğu kanısında kamuoyunun büyük çoğunluğunun hemfikir olduğu bir davada sonucu bilememek hukuk ve adalete çok uymuyor.

   İktidarı da ana muhalefeti de samimi bulmadığımdan bahsetmiştim. İktidarla ilgili sözlerimden önce ana muhalefeti neden samimi bulmadığımdan bahsedeyim.  “Balyoz formülünü açıklıyorum!” başlıklı yazımı ana muhalefet yetkililerinin ve özellikle genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun okumamış olması ihtimali olmadığını düşünüyorum. Zira O yazılar Oda Tv’nin de yer aldığı güçlü haber portallarına referans olarak alındı.  Hatta Oda Tv ikinci yazımda hazırladığım yasa teklifi metni  50 saati aşan bir süre boyunca manşetinde tuttu. Güneş Gazetesine röportaj veren Kılıçdaroğlu: “İnternet benim için de CHP için de çok önemli. Bu mecrayı en etkin bir şekilde kullanıyoruz. Haber sitelerinin çoğunu takip ediyorum ama her gün mutlaka bir şekilde girdiğim 4 haber sitesi var. Turktime.com, Gerçekgündem.com, Gazeteoku.com ve Odatv’yi takip ederim" demiş. Bu durumda her gün mutlaka Oda Tv’yi okuyan Kılıçdaroğlu’nun iki gün manşette kalan yazıyı görmemiş olması düşünülemez.

   Gelelim İktidar Partisi Adalet Ve Kalkınma Partisi’ne…

   İktidar Partisi’nin yeniden yargılamayla ilgili henüz kamuoyuyla paylaştığı somut bir öneri yok. Fakat geçtiğimiz günlerde Radikal Gazetesi’nden Ömer Şahin’in haberini birçok ajans  referans alarak “iktidarın yol haritası” şeklinde yayınladı. Haberde yeniden yargılama başvurusunun Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne yapıldığı gibi (!)  bir kısım yanlışlıklar bulunmasına rağmen o yanlışların beni götürdüğü doğrular üzerinde durmak istiyorum.

   Yargılamanın yenilenmesi başvurusu haberde bahsedildiği gibi Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne değil hükmü veren mahkemeye yapılır. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvuru ise yargılamanın yenilenmesi başvurusu değil kanun yararına bozma başvurusudur.

   Kesin ifadeler taşıyan bu haberi okuduktan sonra iktidarın Adalet Bakanlığı aracılığı ile Kanun Yararına Bozma yoluna giderek Yargıtay Kanunu’nda yapacağı bir değişiklikle dosyayı yerel mahkemeye değil Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderme hesabında olduğu düşünmeye başladım.

   Şahin’in haberine göre iktidar partisi, yeniden yargılamaların Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından görülmesi ile ilgili bir çalışma yürütüyor. Öyle ki heyet bile neredeyse belli…

   Haber içeriğinde, heyetin AKP’ye kapatma davası açan Abdurrahman Yalçınkaya ve bu isme benzer özellikle hükümete yakın olmayan isimlerden oluşacağı yönünde tespitler çok dikkat çekici.

   İşte burası çok önemli…

   Sözü edilen isimler kanaatimce etkin, bilgi ve birikimi yüksek ve hukukun üstünlüğü için uzun yıllar çaba göstermiştir.  Dolayısıyla iktidar yeniden yargılama topunu bu kurulun üstüne atarak kendileri üzerindeki yükten kurtulma düşüncesindedir. Bu kurul, dosya önüne geldiğinde CMK 311’e göre karar vermek durumundadır. CMK 311’de bahsedilen yeni delil kavramı oluşmadığı için de bu kurulun yargılamanın yenilenmesi yönünde karar vermesi beklenmemelidir. CMK 311, yargılama esnasında öne sürülen, sanık veya sanıkların beraatini yada daha hafif bir ceza almasını gerektiren delillerin bulunmasına rağmen, bunların dava hakimi tarafından değerlendirilmediği tespitine varsa bile yargılamanın yenilenmesine imkan tanımamaktadır.

   Bu kurulun yargılamanın yenilenmesinin reddi yönünde karar vermesi halinde iktidar “Biz üzerimize düşeni yaptık” diyecektir. Bu kuruldaki isimlerin partilerine kapatma davası açan, Ergenekon tapelerinde adı geçen isimlerden oluşmasının sebebi de “Bizim müdahalemiz yok!” görüntüsü yaratmak olabilir.

   Zaman zaman dillendirilen “Af” konusunun ise duruma katkı sağlamayacağını düşünüyorum. Gerek hukukçu olarak böyle bir uygulamayı doğru bulmamam gerekse bunun neticelerinin önceden kestirilemeyecek tehlikeli sonuçlar doğurabilecek olması karşısında kesinlikle “af” bu gündemin dışında kalmalıdır.

   Demem o ki hem iktidar hemde ana muhalefet, dar alanda kısa paslaşmalar yaparak, bir şey yapıyor gibi görünüp aslında pek de bir şey yapmamaktadır.  
  
   Ve Hodri Meydan!

   Bahsettiğim formül hayata geçerse gerek Balyoz gerekse diğer davalarda lehe olan deliller göz ardı edilip hakim kanaatine dayalı olarak mağdur olan insanların hakkının teslim edileceğine olan inancım sonsuzdur.  Bakın “Sonucu bilemeyiz!” demiyorum.  Bu mağduriyetlerin son bulacağını iddia ediyorum. Hatta eğer bu yasa teklifi kabul edilip uygulamaya koyulmasına rağmen mağduriyet ortadan kalkmazsa o zaman gelin benden hesap sorun.

   Acaba diğer öneri sahipleri de önerilerine benim kadar güveniyor ve bu önerileri hayata geçtiği anda yaraya merhem olamadıkları takdirde yani sonuç alamazlarsa sorumluluğunu üstlenebiliyorlar mı?   

   Hem iktidar, hem de muhalefet partisi vekillerine tekrar sesleniyorum. Yorulmayın diye madde metnini bir kez daha yazıyorum. Yapmanız gereken bu metnin yasalaşmasını sağlamak,böylelikle “Yeni yıla yeni bir anlam katmak için söylemlerden öte bir eylem gerçekleştirmiş olursunuz.”

   MADDE 1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. Maddesinin 1. Fıkrasının e bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Anılan maddenin değiştirilen e bendi dışındaki diğer kısımları aynen korunmuştur.

   e) Ceza hükmünde yer alan ve karara gerekçe yapılan hususların bir veya bir kaçını bertaraf ederek aksini ispat eden delil veya delillerin yargılama sırasında dikkate alınmamış olması, yok farz edilmesinin yanı sıra yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tolga Sarıtaş sessizliğini bozdu

TRT'nin 'Teşkilat' dizisinde rol alan Aybüke Pusat, boykot çağrısı yaptığı gerekçesiyle kadrodan çıkartılmıştı. Pusat'ın dizideki rol arkadaşı Tolga Sarıtaş'tan destek beklense de Sarıtaş...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Baş ağrısından ilaçsız kurtulun

Ani ve şiddetli baş ağrısında hemen hastaneye başvurulmasını tavsiye eden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz “Ancak bu ara sıra yaşadığınız bir sorun ise ağrı kesiciye sarılmadan önce doğal yolları deneyin’’ diyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR