Turkuaz Keyfi Morarmasın

   Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde güneşin kendini bir hayli göstermesini fırsat bilerek çocukları İzmir’in güzel mekanlarından İnciraltı’na ya da İzmirli’nin bir başka deyişiyle Turkuaz’a götürmeye karar verdik. Bir yandan güneş içimizi ısıtırken diğer yandan da denizin eşsiz kokusunu içimize çekmenin keyfini yaşarken çocuklarının neşesi ne kadar isabetli bir tercihte bulunduğumuzu ortaya koyuyordu.  İnciraltı bir uçtan diğer uca çoluk çocuk insanla doluydu. Aileler, sevgililer, gençler sahilde keyifle turlarken bir tarafta motosikletlerini  kenara çeken  motorcular da manzarayı renklendiriyordu. Deniz kıyısında fotoğrafçı eşliğinde nikah albümleri için poz veren, gelinlik ve damatlığıyla tazecik evli çift ise İnciraltı’nın güzelliğine güzellik katıyordu.

   Her şeyin keyifli olduğu günü çocuklar için unutulmaz kılan Donanmaya ait müzelerden Ege savaş gemisi ve Piri Reis denizaltısı gezisini de ihmal etmedik. Farklı ve hatıralarda kalacak bu deneyim için aldığı ödüllerle başarısı ispatlanan gemi müzenin yetkilileri ve görevlilerine de İzmir halkı adına teşekkürü borç bilirim.

   Hava güzel olunca ve  bir aşağı bir yukarı hareket edip oksijeni de içimize çekince doğal olarak karnımız acıktı. Self-servis hizmetin verildiği ve birçok İzmirli’nin de muhtemelen en az bir kere uğradığı tesise gitmeye karar verdik. Yemekten önce tesisin tuvaletine gittik. Tuvaletten çıktıktan sonra tuvaletin önünde bekleyen bir temizlik elemanının ücreti soranlara 50,00 kuruş dediğini duydum. Ama bugüne kadar burada tuvalet parası ödendiğine ya da istendiğine tanık olmamıştım. Ayrıca herhangi bir yazarkasa da yoktu. Bu tip işletmelerde tuvaletler tesis müşterilerinin kullanımına açıktır ve hiçbir ücret ödenmez. Ücretli tuvaletlerde ise yazarkasa bulunur ve ücret tarifesi de duvarda herkesin okuyabileceği şekilde asılıdır. Garipsedim çünkü tuvaletin ücretli olduğuna dair hiçbir ibare yokken ve yine tuvalet görevlisi bile olduğu belirsiz birine para ödeyenler vardı. Ben ve benim gibi birkaç kişi de ödeme yapmamasına rağmen hiçbir uyarı da yapılmıyordu. İşletme yönetiminin durumdan haberdar olmadığını ve meydanı boş bulan birinin de fırsatçılık yaptığını oradan ayrıldıktan sonra düşünebildim çünkü o sırada çocuklarımızla ilgileniyordum ve dikkatim çocuklara yöneldiğinden konunun üzerinde duramadım.

   Sonrasında karnımızı doyurmak için açık büfeden seçtiğimiz yiyeceklerle kasaya yöneldik. Aldıklarımızı kasadan geçirdikten sonra söylenen bedeli öderken, kasiyerin fiş kesmediğini fark edip alışverişe ait fişi istedim. Kasiyer her nasılsa unuttuğunu (!) söyleyip, benim talebimle fişi makineden bastırdı. Birkaç adım attıktan sonra rakamlar kafamı karıştırınca fişi kontrol ettim. Alışverişte olmadığı halde 4 kalem gıda maddesinin fişin üst kısmında yer aldığını görüp kasaya döndüm. Aldıklarımızı gösterip almadığımız gıda maddelerinin neden fişe yansıdığını ve neden fazla para alındığını sorduğumda, kasiyer hata olduğunu, bir önceki alışverişin bu fişe yansıdığını söyleyip fazla aldığı parayı geri verdi. Bunun üzerine her bir fişi ayrı kesmesi gerektiğini, fiş kesmezse hatanın (!) dolayısıyla fazla para ödenmesinin doğal olduğunu söylemem karşısında kasiyer tepki bile göstermedi.

   Bazı yiyecekleri afiyetle tüketmemize rağmen özellikle mezgit balığının pek de taze olmaması ve pilavın adeta yağda yüzüyor olması da keyfimizi biraz kaçırdı. Her ne kadar duyduğum rahatsızlığı işletme yönetimine aktarmayı düşünsem de tesisin kalabalık oluşu ve yine bu sebepten kaynaklı bir ihmalin olduğu düşüncesiyle gezimize son verip  İnciraltı’ndan ayrıldık.

   Bazı yazılarımda aktardığım olaylardan da anlaşılacağı üzere ve beni tanıyanların iyi bildiği bir özelliğim de yaşadığım olumsuzlukları o an çözme çabasına girerek yetkililerle görüşüp konuyu çözme, aydınlatma çalışmak ya da en azından rahatsızlığımı bildirmektir. O gün de gerek çocuklarla ilgilenmem gerekse hafta sonu kalabalığının etkisiyle söz konusu olumsuzlukların yaşandığı ihtimalini düşünmem neticesinde aynı gün yetkililerle görüşme çabasına girmedim. Ancak bu olaydan sonra benzer şikayetlerin başkaları tarafından da dillendirildiğine tanık olunca konuyu işlemeye karar verdim.

   Bu şekilde fiş kesilmemesi hem ödeme yaparken hata yapılarak fazla ödeme yapılmasını, hem de işletmeye olan güvenin kaybolmasına sebep olacaktır. Yine ücretsiz tuvaletlerden para toplanması da çok şık değil. Bu konunun bir de vergisel boyutu var ki, bu olumsuzlukların genelde yaşanması halinde işletmeyi de zor duruma sokacağı şüphesiz. İzmir’e ve İzmirli’ye hak ettiği hizmetin verilmesi için işletme yönetminden biraz daha dikkatli ve özverili olmasını istemek sanırım hakkımız, haksız mıyım?