Yukarı
7

Av. Anıl Selek

Kader diyemezsin

25 Temmuz, 2012

Birkaç gün önce Rize’nin Ardeşen ilçesinde öyle bir felaket yaşandı ki yüreğimdeki yangını sizlere anlatabilmem mümkün değil. Bir apartmanda çıkan yangında son katta mahsur kalan biri 5 diğeri 8 yaşında iki kardeş yangından ağır yaralı kurtarılabildi. Ancak maalesef 8 yaşındaki Hanife tedavi gördüğü hastanede kurtarılamadı. Olay canımı öylesine acıttı ki haberi izlerken gözlerim yaşardı ve yaşanan sorumsuzluk sebebiyle kızgınlığımdan tırnaklarımın etime batıp iz bıraktığını bile fark edemedim. Bu satırları yazarken hala ellerim titriyor.

Elektrik kontağından çıkan yangın kısa sürede binayı sarmış. İtfaiye ekipleri de yangına müdahale etmek üzere yola çıktı. Küçük Hanife’nin dayısı ve olay yerindeki bazı tanıkların iddiasına göre itfaiye aracı geldiğinde suyu yoktu (!). Hemen geri dönerek su doldurdu ve tekrar olay yerine geldi. Ancak 6 katlı apartmanın son katında mahsur kalan iki küçük yavrucağa uzanacak uzunlukta merdiven yoktu(!). İtfaiye aracının merdiveni ancak ikinci kata ulaşabiliyordu. İtfaiye ekipleri yeterli eğitime de sahip değildi. Sadece bunlar mı? Yangına giden itfaiye ekibinin gaz maskesi ve oksijen tüpü bile yoktu (!). Kısaca altıncı katta mahsur kalan iki yavrucak asıl görevi can ve mal kurtarmak olan itfaiye ekiplerince ölüme terk edildi. İki yavruyu kurtarmaya çabalayan Kaçkar off-road kulübü üyesi iki vatandaş itfaiyenin görevini üstlenerek hayatları pahasına çatıdan apartmana girdiler ve iki çocuğu yangından kurtarmaya çalıştılar. Ancak bu çabalarına rağmen minklerden sadece biri hayata döndürülebildi.

Birilerinin hep örnek aldığı Sam amcanın itfaiye ekipleri sportif, atak ve adeta rambo kıvamında itfaiyecilerden oluşmakta, pek çok kahraman itfaiyeci vakıası yaşanırken bu konuda yüzlerce film yapılmakta. Yani özetle adamlar bu işi çok ciddiye alıyorlar. Bizde ise bu kadrolar daha çok partinin seçim çalışmalarına hizmet eden (!) cevval partililer ve başkanın yakınlarınca doldurulmakta. Bu konuda ciddi eğitim görmüş ve cansiperane çalışan itfaiyecileri ayrık tutuyorum ama maalesef bir kısmı bırakın vatandaşın can ve malını kurtarmayı adeta “aman dikkat edeyim de başıma bir şey gelmesin” havasında görev yapmakta. Ama yine de ben bu şekilde işe alınan görevlilere de çok kızamıyorum çünkü asıl sorumlular yeterli özelliklere sahip olmayanları işe alan yetkililerdir.

Yaşanan durum tam bir kara mizah örneğidir. Hani zaman zaman Karadeniz fıkrası tadında yaşanan bazı örnekler yüzümüzde tebessüm oluşturur ya belki de sonuç facia olmasaydı bunu da böylesine geçiştirecektik. İtfaiyenin suyunun olmaması zaten başlı başına bir rezalet ama düşünsenize 6 katlı binaya ruhsat veriyorsunuz ama itfaiye aracınızın merdiveni 2. kata ulaşabiliyor. Buradaki yetkilileri (daha doğrusu yetkisizleri) varın siz düşünün.

Konunun gündeme gelmesinden sonra biraz araştırdım. Ardeşen Belediye Başkanı Mümtaz Sinan bey bizzat Ardeşen Belediyesi’nin sitesinde tanıtılıyordu. Bu tanıtım toplam 9 başlıktan oluşuyordu. İlk başlıkta Sinan’ın doğum ve temel eğitimden bahsederken ikinci başlıkta Ziraat Fakültesi gıda bölümü mezunu olduğundan bahsediliyordu. Tanıtımın beşinci bölümünde 3 yıllığına özel bir çay fabrikasında imalat müdürü olduğunu görüyoruz. Geriye kalan 6 başlığın tamamı beyefendinin hangi siyasi parti adına görev yaptığını anlatıyordu. Yani kamu görevi yapan ve her ne kadar seçilirken parti adına seçilse de görevi sırasında partiden bağımsız olması gereken Belediye Başkanının hem de Belediyenin internet sitesinde siyasi konumu adeta övünçle aktarılıyordu. E tabii iktidara sırtını dayayan valilerin açık açık parti propagandası yaptığını hatırlarsanız Belediye Başkanı’nın bu tavrı çok da şaşırtıcı bir durum değil. Ancak beyefendinin tanıtım yazısında dişe tırnağa dokunur hiçbir başarı, bilgi ya da çalışmaya rastlayamıyoruz. Hoş taş koysak seçilir mantığıyla izlenen siyasette bu gereksiz ayrıntılara zaman ayırmaması da beni çok şaşırtmadı.

Küçücük, hayatın tadını bile almaya fırsat bulamamış Hanife’nin her ne kadar şimdi minik bir melek olduğunu ve Cennette olduğunu düşünsek de büyük sorumsuzluk sonucu aramızdan erken ayrılmasını içime sindiremiyorum. Şimdi bazı kafalar “kader” diyeceklerdir ama onlara da şunu hatırlatmak isterim “kader” nedir, “gayb” nedir, onu okuyun araştırın, yediğiniz haltlarla bu minicik bir yavrunun anne babasının kollarından toprağa alınmasını da ne Allah’a ne de kadere bağlayın. Hani şarkıda diyor ya “kader diyemezsin, sen kendin ettin”, iyi de Hanife bir şey yapmamıştı ki?

Umarım Devletimizin savcıları bu duruma duyarsız kalmazlar da koltukta oturmayı marifet sayan yetkililer koltuğun keyfi yerine görevlerinin sorumluluklarını hiç unutmayacakları uygun bir cezayla karşı karşıya kalırlar.   



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tolga Sarıtaş sessizliğini bozdu

TRT'nin 'Teşkilat' dizisinde rol alan Aybüke Pusat, boykot çağrısı yaptığı gerekçesiyle kadrodan çıkartılmıştı. Pusat'ın dizideki rol arkadaşı Tolga Sarıtaş'tan destek beklense de Sarıtaş...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Baş ağrısından ilaçsız kurtulun

Ani ve şiddetli baş ağrısında hemen hastaneye başvurulmasını tavsiye eden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz “Ancak bu ara sıra yaşadığınız bir sorun ise ağrı kesiciye sarılmadan önce doğal yolları deneyin’’ diyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR