Havada Provokasyon Kokusu Var

   Malatya 7. Ana Jet Üssü’nden kalkan RF-4E Phantom tipi bir keşif uçağımız havalandıktan bir buçuk saat sonra Hatay’ın güneybatısında Akdeniz açıklarında, Suriye askeri unsurları tarafından düşürüldü. Brezilya gezisinden İstanbul’a dönerken rotasını Ankara’ya çeviren ve başkente iner inmez, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, ilgili bakanlar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’in katıldığı acil bir güvenlik zirvesi toplayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörist Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması sürecinden bu yana iki ülke arasında yaşanan en büyük krizi masaya yatırdı. İki saat 10 dakika süren tarihi zirvenin ardından yapılan açıklamada, “İlgili kurumlarımızın sağladığı verilerin değerlendirilmesi ve Suriye ile yürütülen arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde elde edilen bilgiler neticesinde uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır. Pilotlarımız dahil arama kurtarma çalışmaları halen devam etmektedir. Türkiye olayın tam olarak aydınlatılmasının ardından nihai tavrını ortaya koyacak, atılması gereken adımları kararlılıkla atacaktır” denildi.

   Askeri kaynaklarımız, uçakla irtibatın Samandağ açıklarında kesildiğini belirtirken, uçağın Suriye karasularını ya da hava sahasını ihlal etmediğini özenle vurguladı. Uçakla irtibatın kesilmesinin ardından uçağın Lazkiye açıklarında Suriye karasularına düşmesi nedeniyle Suriye makamlarıyla da temasa geçildi ve arama kurtarma çalışmaları için gerekli izin alındı. İki ülkenin Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik unsurlarının arama kurtarma çalışmalarını ortaklaşa sürdürdüğü belirtiliyor. Saatler içerisinde pilotların sağ oldukları iddia edilse de, resmi makamlar bu bilgiyi doğrulamadı. Uçakta görev yapan pilotlardan birinin yüzbaşı, diğerinin ise teğmen olduğu ifade edildi.

   Yaşanan olayın  önceki gün Suriyeli bir yüzbaşının egitim için havalandıktan kısa süre sonra Ürdün’e giderek bu ülkeye sığınmasına misilleme olabileceği belirtiliyor. Zira bu olayda Yüzbaşı Hasan Hammadeh’in kaçışının Türk istihbaratınca organize edildiği düşünülüyor.

   Ancak ben bu olayın ne kaza, ne misilleme ne de tesadüf olduğunu düşünüyorum. Bu olayın da arkasında muhtemelen BOP mimarları çıkacak. Uzun süredir Suriye ile Türkiye arasında bir gerginlik yaratılmaya çalışılmakta. Erdoğan da yangına körükle giderek sık sık Beşar Esad hakkında olumsuz konuşmalar yapıyor. Göz göre göre Suriye ile savaş çıkartılmaya niyetlenenlerin ekmeğine yağ süren ifadeler çok da sorumlu Devlet adamlığı görüntüsü vermiyor. Hele aklına her geleni  gündeme getirip ertesi günde yasalaştıran bir zihniyetin savaş kararı almayacağının hiçbir garantisi yok.

   Suriye’de yaşandığı iddia edilen olaylar bizlere batılı müttefiklerin haber kanallarıyla ve kendi istedikleri şekliyle gösteriliyor. Ülkemizden işin aslını görebilmek çok da mümkün değilken bir de cengaverlik yapıp savaş nidalarının atılması kabul edilebilir bir durum değildir. Gerçi Ulusal Kanal ya da Bengü Türk gibi alternatif yayın organları pek çok konu gibi Suriye konusunda da bakış açımızı değiştirme fırsatı verse de maalesef kolaya alışan halkımız okumadan ve düşünmeden izleme tercihi sebebiyle olaylara bakış açısını değiştirmesi kolay olmuyor.

   Çok yakın bir tehdit olan Türkiye Suriye savaşını hala komplo teorisi olarak  görenlerin tarihimize bakmasını öneriyorum. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na girmesine bahane olan Yavuz ve Midilli ismiyle donanmamıza katılan (!)  Goeben ve Breslau’nun ibretlik hikayesi belki de bazı gözlerin açılmasına sebep olabilir. O zaman denizden gelen tehlike umarım bu kez de havadan gelmez.