Hayaldi Kabus Oldu!

   Mesleğim dolayısıyla sık sık yurtiçi seyahatlere çıkmak zorunda kalıyorum. Dört beş saatlik mesafeleri kendi aracımla kat etmeyi tercih etsem de daha uzun yolculuklar için hava yolunu kullanmayı tercih ediyorum.

   Havayolunu tercih edenlerin ilk gerekçesi kesinlikle zaman kaybının önüne geçmek.

   Çünkü pek çok kişi için vakit nakit demekken geriye kalanlar da vaktini yolda bir koltuğa sıkışarak geçirmek istemiyor. Karayolu ile İzmir’den İstanbul ve Ankara’ya sekiz ile on saatlik bir yolculuktan sonra ulaşırken bu mesafeleri havayolu ile 1 saatlik zaman diliminde kat ediyorsunuz. Daha doğrusu kat etmelisiniz. Ancak maalesef her zaman evdeki hesap havalimanına uymuyor.

   Özellikle İstanbul Atatürk Havalimanında çok ciddi sorunlar var. Atatürk havalimanında yaşanan olumsuzluklar sebebiyle uzun süreli gecikmeler yanında iptaller de yaşanmakta. Türkiye’nin gurur kaynağı olduğu iddia edilen, Avrupa’nın en önemli basketbol organizasyonlarından Eurolig’e ismini veren, Dünya’nın en ünlü futbol takımlarına sponsor olan Türk Hava Yolları bir aylık istatistiklere göre Avrupa'nın en rötarlı havayolu oldu. Bu olumsuz tablonun ortaya çıkmasında da Atatürk Havalimanı’nın etkisi olduğu belirtiliyor. THY sadece bu paye ile yetinmemiş. Yine bir aylık istatistiklere göre THY dünyanın en rötarlı dördüncü havayolu şirketi olmayı başarırken (!)  bundaki katkısı yadsınamayan Atatürk Havalimanı da Avrupa'nın en rötarlı havalimanı ile Dünya’nın en rötarlı ikinci havalimanı olmaya hak kazanmış. Yaşanan gecikme ve iptaller dolayısıyla Nisan ayında sadece 20 bin 396 kişiye otellerde konaklama hizmeti veren THY’nin bu durumu çok düşündürücü. Devletimizin havayolu şirketinin onca reklama ve yatırıma rağmen Dünya’nın en kötüleri arasına girdiğine mi yanarsın? Yoksa seferler dolayısıyla mağdur olan ve adeta kabus yaşayan yolculara mı yanarsın? Hele bunların karşılığını ödemek zorunda kalan THY’nin içine düştüğü durum ise bir başka kara tablo.

   Başbakan Erdoğan’ın seçim nakaratı haline gelen “hayaldi, gerçek oldu” sözünü hava yolları için de söylemişti. Gelişen teknoloji ve havayolu firmalarının piyasaya girmesi ile gerçekten patlama yapan havayolu ulaşımının bu gelişiminde aslan payını kendine veren Erdoğan maalesef ki yapması gereken asıl icraatlarda ise sınıfta kaldı. Yetkili ağızlardan yapılan açıklamaların bir kısmı lodos’u günah keçisi ilan ederken, bir kısmında da yoğun talep artışı sebebiyle oluşan yetersizliğin arkasına saklanılmakta. Güler misin ağlar mısın? Hani çağ atlamıştık? Hani hayaller gerçek olmuştu? İstanbul’u Dünya’nın finans, eğlence ve turizm başkenti yapma hedefin olacak ama uçakları havalimanına bile indiremeyeceksin, yazık ki ne yazık.

   Başbakan Erdoğan’ın hayalleri ve belki de kendisine yakın bazılarının hayalleri de gerçek olmuş olabilir, buna söyleyecek sözüm yok ama havayolu ile seyahat edenlerin sevdiklerine ya da işlerine bir an önce ulaşmaları hayaldi, kabus oldu !