Kentler ve renkler
21 Mart, 2012Mart ayı benim için adeta leyleği havada gördüğüm ay oldu. İş seyahatlerim sebebiyle İzmir dışına çıkmak zorunda kaldım. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Diyarbakır’daydım. Hani bazılarına göre Doğu’nun Paris’i olan Diyarbakır. Açıkçası ya bu sözü söyleyenler Paris’le ilgili en küçük bir fikre sahip değil ya da fazlasıyla hayalperest. Elbette herkesin doğduğu ve yaşadığı topraklar kendisi için vazgeçilmezdir ama bir İzmir’li olarak beklentilerime cevap alamadığımı söylemek sanırım en kestirme açıklama olur.
Sadece bu seyahatim bile sayfalarca yazıya konu olacak izlenimlerle dolu. Hayatın, dilin, afişlerin, sosyal çevrenin hatta Devlet’in bile farklı olduğu Diyarbakır’ın bu yönlerinden bahsetmeyeceğim. Ya da 8 Mart’ta adliye ortasında karısını tekme tokat döven adamın ve çevresindekilerin müdahale etmeye gelen polislere “kardeşim ne karışıyorsun, aile meselesi” demesinin ayrıntılarını aktarmayacağım. Ben bu yazımda sadece İzmir’in ne kadar özel olduğunu bir kez daha anladığım gerçeğini sizlerle paylaşacağım.
İzmir deniziyle mavi, neşesiyle turuncu, yaşam dolu görüntüsüyle kırmızı bir şehir Diyarbakır ise daha çok kahverengi bir şehir izlenimi uyandırdı bende. Kahverengi de güzel bir renk ama onu sevenlerin bile günlük hayatta kullanmayı çok tercih etmedikleri de bilinen bir gerçek. Halkın renkli kıyafetleri bile bu kahve tonlarını atamıyor kentin üzerinden. “Nerde deniz kokan İzmirim?” demekten kendimi alamadım.
Diyarbakır seyahatimden bir hafta sonra da Ankara’daydım. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde. Geniş caddelerine rağmen trafik keşmekeşi Ankara’yı da esir almış. Pek çok resmi bina ile dolu bu kente gri tonlar hakim olmuş. Keçiören gibi dışarıdan gelen ziyaretçilerin pek de rağbet etmediği bazı semtlerde para ile kente makyaj yapılacağını görseniz de özellikle kent merkezi adeta renksizlik saçıyor. Siyah beyaz film izlerken tat alabiliyorsunuz ama siyah beyaz ve belki de gri tonlarında bir şehir hiç de keyif vermiyor. Özellikle kent merkezinde tüm bu cansızlığı fark ediyorsunuz. Burada İzmir’in kaldırımlarına hakim ağaçlara rastlarsanız şanslı sayılırsınız. Alt geçitlerin bir çoğunun aydınlatması yok ya da yetersiz, yolları bölen refüjler bile demirden…Kısacası Ankara kelimenin tam anlamıyla gri bir şehir.
Ama İzmir öyle mi? Deniz’in kokusu alır götürür sizi bir yerlere. Kumrusunun tadı da, Kordon’daki simit çayın keyfi de bir başka İzmir’in. İzmir’i anlatan en güzel ifadelerden birini de Cahit Külebi üstad aktarıyor bizlere :
“İzmir’in denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar.”
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti
34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.