Devlet Elinde Cinayet

   Gün geçmiyor ki güzel ülkemde akla hayale gelmedik enteresan bir olay yaşanmasın. İster birinci sayfa, isterse üçüncü sayfa haberi olsun ulus olarak şaşırmaya devam ediyoruz.

   Adıyaman’ın Kahta ilçesinde ailesi tarafından kötü muamele görüp eve kilitlendiği için ilk fırsatta polise ailesini şikayet eden 21 yaşındaki Hacer Akçal koruma (!) altına alındı. Genç kızın Devlet güçlerine sığınma sebepleri arasında ailesinden tehdit alması ve de öldürülme korkusu yer alıyordu.

   Yani Hacer öldürülmemek için Devlete sığınmıştı. Hacer  polisin dolayısıyla da Devletin koruması altında olmanın güveni ve rahatlığı ile hayatını idame ettirmek için eşyalarını almak üzere eve gitmeye karar verir. Tabii elini kolunu sallaya sallaya gidemeyeceği için Savcılık tarafından, korumaya alınan genç kızın yanına Devletin güvenlik örgütüne mensup hem de 3 adet çakı gibi polis verildi.

   Sonrasında olanları bakalım tahmin edebilecek misiniz? Güle oynaya evine gidip eşyalarını aldı mı diyorsunuz? Devlet babasının şefkatine sığınan bu genç kızın yanında üç tane polis memuru olduğuna göre olması gereken bu ama burası sıradan bir ülke değil. Her ne kadar birileri 21. yüzyılın ülkesi olduğumuz, lider ülke olduğumuzu, her alanda çağ atladığımızı dile getirse de maalesef kazın ayağı öyle değil.

   Öldürülmemek için Devlete sığınan ve koruma altına alınan yanına da üç polis verilen genç Hacer polislerin gözleri önünde erkek kardeşleri tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olaydan sonra zaten bir yere kaçmaya çalışmayan Hacer’in kardeşleri ve babası göz altına alındı.

   Polisler mi? Onlar her zamanki gibi görevlerinin başında, görevlerini layıkıyla yapmaya çalışıyorlar. Suçlular da yakalanmış, artık gerisi teferruat(!). Nasıl olsa bir süre sonra soruşturma tamamlanır, ellerinde bıçakla kız kardeşlerini kesenler ve muhtemelen azmettiren babaları cezalandırılırlar. Adalet (!) de yerini bulmuş olur.

   Öldürülmemek için Devlete sığınan ve koruma (olayda ise koruyamama) altına alınan Hacer kelimenin tam anlamıyla Devlet elindeyken öldürüldü. Bu ülkede son yıllarda artık saymanın zor olduğu pek çok kadın cinayeti işleniyor. Evde, yolda, parkta derken Kadın Sığınma Evi’nde bile cinayetler olurken korumaya alınmış hem de ölüm korkusuyla Devlete sığınmış bir genç kadının üç polisin önünde öldürülmesini de beklemiyordum.

   Bu olayda cinayet işleyenler kadar üç polisin de suçu yok mu? Amacı ve görevi vatandaşı korumak, hele hele kendisine emanet edilmiş birisini korumakken ve her ay maaş hesabına yatan ve çoluk çocuklarıyla yediği para da bu görevi için verilmekteyken görevini bu derecede ihmal eden polis memurlarının suçu en az bıçağı genç bedene saplayanlar kadardır.

   Hatta bana göre Türk Ceza Kanunu anlamında sadece görevi ihmal suçu değil ayrıca ölüme sebebiyet verme suçuna oluşabilir. Ancak edindiğim bilgiye göre polislerin tanık olma dışında şüpheli olarak ifadeleri bile alınmamış. Yazık ki ne yazık. Belki de polis memurları hakkında cezai işlem yapılması yaşanan olayı düzeltmez ama benzer olayların yaşanmaması için emsal olması gerek. Ne diyelim Allah Devletimize zeval vermesin ama Devletimiz de vatandaşının zeval olmasının da önüne geçsin, artık daha fazla Hacer’ler ölmesin.