"Özür"lü Siyaset

   Başbakan Erdoğan Cumhuriyet’in ilk yıllarında Tunceli’de (son günlerde söylenen şekliyle Dersim) yaşanan olaylar sebebiyle “özür diledi”. Özür dilerken de o zamanın tek partisi CHP’ye ve de çaktırmadan (!) Mustafa Kemal Atatürk’e o gün yaşananların sorumluluğunu yüklemeye çalışıyor. Erdoğan siyaset yapıyor, ya da yaptığının siyaset olduğunu sanıyor. Siyasetin bu şekline olsa olsa özür’lü siyaset denir.

   Peki Başbakan’ın özrü samimi mi? Hiç sanmıyorum ve inanmıyorum. Tıpkı 12 Eylül öncesi öldürülen MHP’liler için sahte gözyaşı döken Arınç’a inanmadığım gibi. Yıllardır siyasetin içinde yer alan Erdoğan adımlarını teker teker atarak hedefine doğru ilerliyor. Son dönemde iyice güçlenen Erdoğan ve zihniyeti yıllardır sindiremediği birtakım değerleri yavaş yavaş yok etmeye çalışıyor izlenimi vermekte.

   Bu yaşananlar son derece garip ve çelişkili zira Erdoğan’ın özür dilediği Alevi kesim yıllardır CHP ve Atatürk’e bağlı kalmış ve bu bağlılığını devam ettirmekte. Erdoğan ise her zaman Türk kimliğini ifade etmekten kaçınmış, Sünni bir Müslüman olduğunu ifade eden ve Türk tarihinde sadece Osmanlı’yı dile getiren bir siyasetçi.

   Tarihe dönelim bir bakalım bu ülkede Alevi’lere nasıl davranılmış? Gerek Osmanlı gerekse tebaasındaki halk maalesef Alevilere uzak kalmış, bazen kötü davranmış ve hatta çirkin yakıştırmalarda bulunmuş. Erdoğan bu tanımlamanın neresinde? Söylemlerine ve eylemlerine baktığımızda tam ortasında görünmekte. Başbakan’ın ısrarla çamur atmaya çalıştığı CHP ve Atatürk ise yüzyıllarca farklılaştırılmaya çalışılan Alevilere kucak açmış ve en önemli devrimi laik Cumhuriyet’i armağan ederek Alevi kesimin kalbine yerleşmiş. Orada yaşananları tartışmak istemiyorum, bu konudaki eleştirim sütten çıkmış ak kaşık misali 83 yıl öncesinin hesabıyla rant elde edilme çabasına. Hem de olayın tarafı olanlar bile konunun diğer yanına sorumluluk yükleme niyetinde değilken. Gerçekten de büyük çelişki; bir tarafta yıllardır Alevileri ayrık gören zihniyete yakın Erdoğan diğer tarafta ise Alevilerin gönüllerinden çıkartılmak istenen Atatük ve CHP. Güler misin? Ağlar mısın?

   Hadi 83 yıl önce yaşananlar için Devlet adına özür diledin. İyi de yakın tarihi neden görmezden geliyorsun? Maraş olayları sırasında CHP ve Atatürk neredeydi? Sen ve senin zihniyetin nerede? Ya Sivas’da çoğunluğu Alevi olan insanlar yanarken CHP ve Atatürk mü azmettiriciydi? Yoksa azmettiriciler eski fotoğraflarda şeyhlerinin dizinin dibinde cübbesiyle oturan birilerini mi andırıyordu? Ya bunca demokrasi nidaları atarken hala Alevilere dini özerklik sağlamak hususunda ne kadar yol kat edildi?

   Samimiyetsiz ve yapmacık bulduğum bu özre günün birinde uzaktaki efendilerini de ekleyecekler mi? Ya da herkesin lanet okuduğu Öcalan’dan da mı özür dileyeceksin? Peki Orta Asya’dan geldiğimiz ve bu yurdu Türk yurdu yaptığımız için de birilerinden özür dilememiz gerekecek mi ? Ya Sakarya’da İnönü’de tarihe gömdüğümüz Yunan ordusundan da mı özür dileyeceksiniz? Yoksa tüm bunlardan sonra sıra Bedir, Uhud ve Hendek’te yendiğimiz münafıklardan da mı özür dilenecek? Hayal gücümü çok mu fazla kullandığımı düşünüyorsunuz? Umarım bunlar sadece hayalimde ve bu yazıda kalır, yoksa çocuklarımızın nasıl bir ülkede yaşamak zorunda kalacaklarını düşünmek bile istemiyorum.