Düşmanlık

Kim bizim Düşmanımız?

Bütün değerlerin ırzına geçildi!

Anasına, babasına, bacısına, ölüsüne küfreden bir toplum yaratıldı.

Vatan hainleri ilan edildi!

Fikirler tecavüze uğratıldı…

Asimile edilen toplum üzerinden sermayesi % 100 olan hiç bir özne kalmadı…

Siyasi görüşleri farklı diye boykot edilenler, iktidarı savundukları için aptal(!)  yerine konanlar, savunamayan akıllı bıdıklarla(!) sınıfta kaldılar.

İnsanlıktan çıkarak tüm ahlaki değerlerin ırzına geçen düşmanlar yaratıldı.

Örf, adet, din, kaideler, ahlaki ölçütler bitti!

Siyaset uğruna insanlık yozlaştı.

Keskinleşen, bölünen kutuplaşan insanlık tüm kardeşlik duygularını da yitirdi.

Biz ne zaman vahşileştik?

Yok etmek, parçalamak, linç etmek uğruna AK Partisi, CHP’si, MHP’si, HDP’si ve diğer partilerin nefsinin kölesi olmaya heveslendik.

Ne anne tanıdık, ne baba, ne kardeş, ne akraba, ne eş, ne dost bilip, eti tırnaktan ayırdık…

Aldık bıçağı elimize kusuyoruz kinimizi!

Mutlu muyuz?

****

Teknoloji insanlığı katletti!

Askeri ve güvenlik teknolojileri çok hızlı gelişiyor. Özellikle medyanın etkisiyle “Devlet tarafından sürekli gözlenen, medya tarafından fikirleri belirlenen ve savaş ile terör korkusu ile güdülen” bireyler olduk…

Dünyanın, bilim ve teknoloji sayesinde daha iyi bir yere dönüştüğünü mü sanıyorsunuz!

Evden alışveriş yapıyoruz, internette geziniyoruz ama aynı zamanda daha boş, daha yalnızlaşarak yaşıyoruz.

İnsan ırkı dünya tarihinde hiçbir zaman, şimdi olduğu kadar birbirinden kopuk değildi…

Biri bizi gözetliyor!

Sabah işimize giderken, kapıdan çıktığımız andan itibaren bizi izlemeye başlayan güvenlik kameraları her anımızı kaydediyor.

İş yerimizde, buluştuğumuz kafelerde, alışveriş merkezlerinde vb. her yerde!

Amaç kişilerin güvenliğini sağlamak!

İnsanlara özel yaşam alanı sadece evlerinin içinde kalıyor.

Kredi kartlarımızla yaptığımız alışverişten, cep telefonu sinyalimiz sayesinde nerede olduğumuzun her an bilindiği, yüz tanıma sistemi ile çalışan güvenlik kameraları ile her hareketinizin gözlenebildiği bir dünyadayız.

 Teknolojinin bu kadar hızlı gelişebileceğini öngörmüş müydünüz?

Ayrıştık, ayrıştırıldık!

Medya artık sadece basılı yayın ve TV’ler üzerinden kitlelere yön vermekle kalmamakta, aynı zamanda cep telefonları, kişisel bilgisayarlar, internet ve sosyal medya sayesinde insanları her saniye maniple edebilmektedir.

Her bireyin radikal bir şekilde kendi kabuğuna çekilmesi ve böylece insanların bir araya gelmesinin önlenmesi muhalif fikirlerin yükselmesi için bir önlemdi.

Demokrasilerin meydanlarda şekillenemediği bir toplumda Orwell’in yaptığı en isabetli saptamalardan biri de; dilin değiştirilmesi ve bu sayede dilin daraltılarak düşüncenin daraltılmaya çalışılması ve çift-düşün prensibinin benimsetilerek kavramların içinin boşaltılmasıdır.

Mesela; “Barış için savaşıyoruz, yaşam hakkını korumak için öldürüyoruz” gibi söylemler…

O halde halkın iktidara kimin geldiğinden daha çok, iktidarın sınırları konusu ile ilgilenmesi gerekir.  Aksi takdirde her kim seçilirse seçilsin, halk için sonuç farklı olmayacaktır.

Peki ya sonra ne olacak?

Hangi ideoloji kırılan kalbi düzeltebilecek?

Hangi ideoloji yarana merhem olacak?

Hangi ideoloji savunduğun görüşle ter düştüğünde elinden tutacak?

Hangi ideoloji dost olup yaranı saracak?

Bu gidişle, düşmanlıkla ülkemiz için; aynı safta, aynı cephede omuz omuza savaşacak insan bulur muyuz, bilmem!