- AYM, Tayfun Kahraman'ın 'tedbiren tahliye' talebini reddetti!
- Şehzadeler'de Olağanüstü Seçim Takvimi Netleşti
- TBMM Genel Kurulu'nda ortam gerildi! CHP'li Başarır'dan, AKP'li Şebnem Bursalı'ya 17 Aralık'ta 'ayakkabı kutusu' göndermesi
- Saray'da sürpriz görüşme: Erdoğan, YSK Başkanı Ahmet Yener'i kabul etti
- Halka arzın gözde hissesi son 10 günde 'tepetaklak' oldu!
Siyaset mi, Sağlık mı?
28 Mart, 2015“Önce sağlık” derim!
Siyaset, sağlıklı mı?
Yerel seçimlerde bazı adayların seçim çalışmalarında rakiplerine karşı silah olarak belden aşağı metodları kullandıklarına da şahit olunca, sağlıksız bir siyasetin içinde olmamak için “ Aydanca bu iş bitti!” dedim…
Artık, Siyasilerle ve bu tip siyaset ortamlarında çalışmak istemiyorum…
Seçim süreci başladı, telefonum susmadı!
“Aydan gel birlikte çalışalım, beraber yürüyelim, seçim hasatından faydalanalım, Danışmanım ol, Milletvekili Adayımız ol! Vs vs…”
Yerel seçimlerde saygısızlık – fütursuzluk had safhadaydı. İfade ettiğim ve yazdığım düşüncelerim yüzünden bazı işine gelmeyenlerin telefon tacizlerine maruz kalmak, dedikodu kazanının içinde yüzsüz-yalancı insanlarla aynı havayı solumak, laf taşıyan, birbirinin altını oymaya çalışanların çıkar mücadelesi içinde kavga –dövüş malzemesi olmamak için ya sabır iç çekişlerimle sakin sakin süreci tamamlamak ve uzaklaşmak!
Artık yeter dediğim anlardı ve aktif siyasi çalışmalarıma o an noktayı koymuştum.
“Ülkenin durumu, kaybedişlerimiz kimsenin umurunda değil, herkes birbirine gol atmaya çalışıyor, hadi be ordan bir Zeyna ben miyim” diyorum, kızıyorum!
Siyasetimi kendi sınırlarım içinde düşünce platformumda yazarak ve söylemlerimle yapmam insanlığım ve sağlığım açısından bana en büyük kazanç olacaktı.
“Önce sağlık “ dedim ve arayan tüm dostlarımı kibarca reddettim.
Peki, “Toplumun ruh sağlığını” düşünen var mı?
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne yazık ki yeterli cesur kahramanlarımız olamadı. Toplama kampına dönen Cumhuriyet Partisi başkalaşarak, parti kimyasından uzaklaştı.
13 yıldır ülkenin bu durumlara sürüklenmesinde değişim ve dönüşüm için mücadele verememiş, memleket için, millet için insanlara dokunmamış, orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür şarkısını çığırtmış, ne gitmiş ne kalmış nede insanına dokunmuş, bir de oy versin diye beklemiş!
Nerdeeee…
Cesaretsiz insanlar topluluğunda kendini fotomodel kıvamında hisseden, sosyal medya, medya görünürlüğü içinde pazarlayan rozet siyasetçilerden dolayı utanç içindeyim ve bu ülkenin geleceğini tehlikede görüyorum.
Aday adayları doludizgin seçimlere gidiyor. Adaylar açıklanıyor, beğenenler beğenmeyenler, açıklamalar, eleştirenler suçlayanlar tam bir siyasi curcuna yaşanıyor.
30 yıldır bu tür seçimleri yaşıyoruz.
Nice Milletvekilleri, Belediye başkanları, meclis üyeleri gördük. Adeta bir varmış bir yokmuş gibi birçoklarının ismini çoktan unuttuk.
Milletvekilliği adaylığı seçimi için adeta bir siyaset savaşı yaşanıyor. Düne kadar can ciğer kuzu sarması olan aynı partiden isimler bile birbirlerine ağır hakaret ve eleştirilerde bulunuyorlar. Acaba, geçici makam ve mevki için bunca kavga ve gürültüye değer mi?
Hizmetin yolu siyasetten geçiyorsa bugüne kadar yaşadığınız kentin halkına ne hizmetler verdiniz?
Toplumsal barış, huzur ve bütünüyle ‘sosyal sağlık’ tehlikede…
Siyasetçinin olumsuz sözleri, tutum ve davranışları kendisiyle sınırlı kalmamakta, hatta bir domino etkisi yaratarak toplumsal barış, huzur ve bütünüyle sosyal sağlığı etkilemektedir.
Milletin, kendisini temsil etmesi için görevlendirdiği siyasetçi; farklı anlamlara, yanlış değerlendirmelere çekilebilecek söz ve davranışları ile kendi varlık nedenini oluşturan toplumu bölmek, ayrıştırarak birbirine düşürmek ve sonuçta doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ile sosyal barışı, huzuru, nihayet ulusun bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürecek davranışlar içine girmek gibi bir lükse sahip midir?
Güven vermeyen, güvenilirliğini kaybetmiş siyasetçiler, toplumun ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen en büyük faktör. İktidar ve siyasetçilerin yandaşlığını yapan medya kuruluşları ise bu büyük zararlara sebebiyet veren bir diğer kişiler. Hukuksuzluğun, Şiddetin, yoksulluğun, ayrımcılığın, eğitimsizliğin, toplumsal eşitsizliğinin, ötekileştirmenin toplumun üzerinde yarattığı negatif ruh hali tedavi edilemez hastalıklara dönüşmekte; toplumlar arası güveni, refahı yok etmekte.
Düzensizlik içinde gerçekleri görmek istemeyen insanlar öylesine bir hale gelmiş ki, yolsuzluğa, hukuksuzluğa, yalana dolana alıştırılan bu insanlar, olan yalanları, yanlışları, yolsuzlukları artık normal kabul etmeye başlamıştır.

Evet, partiler, iktidarlar, yandaşlar geçer gider. Ama toplumlarda zedelenen ahlaki ve insancıl değerler; müzminleşmiş yaralara döner adeta. İyileştirilmesi, düzelmesi zordur.
Ve ne yazık ki oraya doğru gidiyoruz…
“Önce Sağlık mı dediniz!”
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Toksik İnsanlar!
- Medeniyetini Kaybeden İnsanoğlu!
- Gönüllülük ve Aidiyet Duygun Yoksa STK’da İşin Ne?
- Unutmamak, Hissetmek ve Bir Olmak!
- ARSUZ GENÇLİK KAMPI
- TÜLOV Bodrum Geleneksel 4. Gençlik Kampı
- Tehdit Siyaseti!
- Sosyal Terbiye!
- Sonsuz ‘BEN’ Anayasası!
- Kötülüklere alışmak bir yorgunluk halidir!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Tarkan'dan dikkat çeken çağrı: 'Tamamen yasaklansın!'
Megastar Tarkan, sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımla hayvanların yaşam hakkının korunması gerektiğini vurgulayarak, avcılığın yasaklanması çağrısında bulundu. Hep söyledim, söyle...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
En uzun boylular bu şehirde yaşıyormuş
Erkeklerde ortalama 1.74, kadınlarda 1.60 metre. Bunun sebebi ise genetik, beslenme ve coğrafya... İşte en uzun ve en kısa boyluların yaşadığı şehirler... Türkiye’de yapılan yeni bir araştırmayla şehirlerin boy ortalamaları ölçüldü. Detaylı incelemede Türkiye’de erkeklerin ortalama boyu 1.74, kadınların ortalama boyu ise 1.60 metre olarak belirlendi.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.