Tuz Koktu!

“Et Kokarsa tuzlanır tuz kokarsa ne yapılır?” atasözü birçok şeyi bozulmaktan kurtarmamızı ve korumasını bilmek zorunda olduğumuzu, ilerde giderilmesi güç durumlarla karşılaşmamak için zamanında önlemler almaya yönelik olarak söylenmiş.

Yeryüzünde çevre kirliliği, türlerin yok edilmesi, salgınlar, savaşlar, terör, yozlaşmış bir insan toplumunun yarattığı tahribatlar varsa,

 ‘Yeni Türkiye’ insana değil inşaatına sahip çıkıyorsa,

"Hüseyin Avni Paşa Yalısı kül oldu" ve "Koruya 10 tane ev yapacağım" haberlerinden sonra siyaset adamları yolsuzluk ve pisliklere tepkisiz kalıyorsa,

"Türkiye de ahbap-çavuş ilişkileriyle çalışanının iş güvenliksiz ölümünü" şehit mertebesine taşıyan "örtbasçı zihniyetler” tarafından ‘fıtratında var’ diye geçiştiriliyorsa,

Tuzla'daki tersanelerde, soma'daki kömür ocağında, mecidiyeköy'deki inşaatta yaşanan cinayetlerin faili bulunmuyor, sistem katili koruyorsa,

"Küreselciliğe yelken açan Cumhuriyet Gazetesi, Kuvvacı- Ulusalcı çizgisinden çıkıp, bitiş noktasına geliyorsa,

Stratejik derinlikten, stratejik çukura düşmenin manidarlığında "Yeni Türkiye"nin kafasına Obama'nın sopası iniyorsa,

İmam Hatipleri doldurmak amacıyla sistem yanıltması yapan TEOG rezaletinin amacı veli ve öğrencileri pes ettirmekse,

TÜRGEV'e peşkeş çekilen devlet imkânlarının, tarihin istilacı hoyratlıkla yağmalandığına şahit oluyorsak,

Kadın şiddeti ve çocuk gelinleri önlemek için kesin çözümsel yaptırımlara hala gidilmiyorsa,

Kuveytli elçilik görevlileri tarafından, sıkıştırılarak, araçtan inen 4 kişi tarafından ‘niye korna çaldın’ diye F-16 pilotumuz eşinin gözü önünde arabadan çıkarılıp kıyasıya dövüyorlarsa,

TSK F 16 Pilotuna darp saldırı açıklamasında "Şiddetle kınıyoruz, ama bir halt yiyemiyoruz!" der gibi konuyu geçiştiriyorsa

Bu ülkede deplasmanda bulunanlar cesaret buluyorsa,

Zamane deccalları, Siyonist Yeni Dünya Düzeni için Afrika'ya Ebola virüsünü, Anadolu ve geniş Şam-Irak coğrafyasına Obama virüsünü salıyorsa,

Hala CHP'yi umut kapısı görenler, dilek ağacına çaput bağlama devam ediyorsa,

"Davutoğlu mu yeni hamleler yapacakmış?" diye soranlar, arkasından da "Sıfır ihtimal" diye kestirip attırıyorsa,

 Davutoğlu fantezileri AKP kâbusu olduysa,

Üçkuyular metro istasyonundaki tehlikenin umursamazlığıyla halk “atın ölümü metrodan olsun” düşüncesiyle binmeye devam ediyorsa,

İzmir sahil bulvarında, Güzelyalı - Göztepe de sıralanan işletmelerin yayılma arsızlığını abartmaları sayesinde çimenler, yol, köprü altı müşteri tezgâhlarıyla kesiliyorsa,

Gelişmiş demokrasilerde denetim kaliteyi artırmak ve güvenliği sağlamak için, ileri Demokrasilerde denetim "düşmanları" bastırmak için yapılıyorsa,

Türkiye’de yargının kendisi sorun haline geldiyse,

Parlamenter otoritenin her anımıza hükmeden dar boğazından kurtulmak için "Doğrudan Demokrasi" ye hala geçilemiyorsa,

Cenneti yaşadığımız yeryüzünde, gördüğümüz güzellikler, yiyebildiğimiz her şey, sevdiklerimiz ve insanca yaşayabildiğimiz anlar, cehenneme dönüşüyorsa,

İşte o zaman "Tuz da koktu!” demektir...