Siyasette Erkek Kirliliği!

Düşüncelerim; bugünlerimizin sorumlularına kısadan hisse hikâyelerle.

Anlayan arif olmuş, anlamayan zalim!

 Ne demişti şair Eşref; “Âsiyâb-ı devleti bir har da olsa döndürür”(Devlet çarkına bir eşek de koşsanız onu döndürür).

Neyzen Tevfik aynı zamanda hocası olan Eşref’e yanıt vermekten geri durur mu hiç;   “ Ol kadar har koştular ki âsiyâb-ı devlete, Çiğnemekten birbirin, dolab-ı devlet dönmüyor. (Bu çarkı döndürmek için o kadar çok eşek koştular ki, eşekler birbirini çiğnemekten çarkı döndüremiyor.)

Geçmiş dönemlerde bir Paşa Neyzen Tevfik’e  öneride bulunur; “Gel seni bir yere memur yapalım’”

Neyzen Tevfik bu açık çağrıya yanıt verir; “Memur olacağım da ne olacak?”

Paşa’nın yanıtı; “Çalışırsın şef olursun!”

Aralarındaki konuşma devam edip gider; 

“Sonra?”

 “Müdür olursun!”

“ Sonra?”

“Paşa olursun, vezir olursun!”

“Sonra?”

“Hatta sadrazam bile olursun!”

“Sonra?”

Sonrası yok, çaresiz  paşa, “hiç” deyince  Neyzen de taşı gediğine koyar;

“Paşam, ben zaten şimdiden hiç'im. Tekrar hiç olmak için o kadar uğraşmaya ne gerek var.”

******

Dört kişi toplanmış, en eski mesleğin hangisininki olduğunu tartışıyorlarmış.
 Doktor; Benim mesleğim bütün mesleklerden daha önce vardı. Havva anamızın, Âdem babamızdan çıkarılan bir göğüs kemiğinden yaratılmış olması, tıbbi bir operasyon sayılmaz mı? En eski meslek benimki işte.
 Mimar; Hayır, önce dünyayı inşa etmek gerekiyordu. Bu da bir mimarlık işiydi. Benimkidir en eski meslek.
 Filozof; Hepiniz yanılıyorsunuz, dünyayı inşa etmeden önce, “kaos” hakkında bir fikir sahibi olmak gerekiyordu. Bu da bir “düşünce” işlevi filozofluk erdemiydi.
 Politikacı; Ya öyle mi, bak hele, söylesenize o “kaos”u kim yaratmıştı önce?

Gandhi bizi yok edecekleri sıralıyor; “İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; Çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar;  Ahlâktan yoksun iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim…

21. yüzyılın kadın özgürlük yılı olarak tanımlanması bile siyasette erkek kirliliğine hala çözüm üretememiş...

Siyasi kirlilik, kadınların siyasette öncü adımları ile son bulacaktır. Şimdi politik toplumun en önemli ayaklarından biri demokratik siyaset alanı oluyor. Ne olursa olsun içine kadını almayan ve kadının özünü işletmeyen bir etkinlik demokratik olamaz. Özellikle de siyaset alanında…

Siyasi arenanın öncü erkek siyasetçilerin yarattığı toplumsal kirlilikten geçilmediği günümüzde gelinen noktaya bakacak olursak, erkekler siyasette akıllıca bir duruş sergilememektedirler.

Artık kadınlar ne güçlü erkeklerin ardında kalmamalı, güçlü olmaya çalışmalı. Ve ön sahnelerde, “Kadın Liderler” olmalı.
 

Bizler “kadın kendine inanırsa başaramayacağı hiçbir şey yok” diyen felsefenin ve bunu ispatlamış gerçeğin sahipleri olarak, bağımsız iradeli ve kendi kadın özünü damıtan bir siyasete var mıyız­?