“İzmir’e Sahip Olmak”

   Başbakan Binali Yıldırımı açıklarken "İzmir'in tarihini değiştirecek sürecin ilk adımı" dedi!

   Sözün özü;

   İzmir'e sahip olmak, güçlü bir yerel kültüre sahip olmakla başlar!

   İzmir'e sahip olmak, Edgar Morin’in dediği ‘‘dünyalı kimliği’’ ifadesinden yola çıkarsak, dünyayı uygarlaştırmayı, dünyada dayanışmayı sağlamayı, insan türünü gerçek insanlığa dönüştürmeyi, birinin diğeriyle, herkesin herkesle karşılıklı  dayanışmasını ve merhamet duygusu içinde olmasını anlamaktadır.

   Ve bunu yerel ve ulusal politikalara uygulayabilmektir.

   İzmir'e sahip olmak, Ailelerin kendine özgü  hayat tarzlarına, şehirlerin ve ülkelerin de kendilerine özgü kültürlerine hoşgörü ve anlayışla yaklaşma güvenini kazanmaktır.

   İzmir'e sahip olmak,  Yerel kültürlere sahip çıkmak, Türkiye'nin çeşitliliğini ve huzur dengesini korumak anlamına gelir.

   İzmir'e sahip olmak, etnik, kültürel, dinsel ve dilsel farklılıkları çok kültürlülük düzeyinde "ahlaki" bir görüş inancına dönüştürebilmektir.

   İzmir'e sahip olmak, geçmişi ile geleceği arasındaki köprüleri yıkmamaktır.

   Hiç kimse "kendisini değerli bulmayanı, değerli bulmaz."

   İzmir’e sahip olmak, eski bir dosta sahip olmaktır!

   İzmir’e sahip olmak, “Yeni Türkiye” ile “Türkiye Cumhuriyeti” ni birbirine karıştırmamak demektir.

   İzmir’e sahip olmak, diline, düşüncene kilit vurmamayı, kalabalığın içinde yalnız kalmamayı dik durmayı onurlu cefakar toprakları üzerinde asla sahip olamayacak aç gözlerle bakan onursuz düşmanlara eyvallahı olmayan mağrur asil duruşuyla inatçı mirasının içinde yoğrulmaktır.

   İzmir’e sahip olmak, genç kahkahalara tebessüm edebilmektir.

   İzmir’e sahip olmak, ne içersen iç, ne yersen ye, ne giyersen giy kaldığın yerden dostça – sevgiyle devam edebilmektir!

   İzmir’e sahip olmak, İzmir tarihini değiştirebilecek sürecin ancak "otantik kimliğimizle" BARIŞ içinde yaşatacak, kültürel çeşitliliği koruyacak, uyum içinde ve doğamıza uygun olarak hizmet üretecek, farklılıkları yönetme yetkinliklerine sahip kurumsal iklimlerin yaratımı ile herkesin kazanacağı bir inançla yereli yücelterek, evrensel bir anlayış ve yönetim inancıyla sarıp sarmalamaktır…

   Bu nedenle İzmir’e sahip olmak, mirasını ret eden  “tarihini değiştirecek” zihniyetler için de aynı zamanda yangın yeridir!