''Çevir Kazı Yanmasın'' Politikaları

“Halk dilinde sözünü çevirmeye, duruma uydurmaya kalkışanlara alay ya da şaka yollu söylenir.” Diye bildiğimiz “kaz çevirmesi” önce halkın yoklanıp, sonra alıştırma taktiğiyle şaşkın ördeğe çevirme durumlarına da döndü.

İşin şakası-makası kalmadı. Anlayacağınız!

Yarın çok şeylere gebe mi bilemiyorum amma sizlere kıssadan hisse fıkrayla bir giriş yapayım.

“Bekçi, çarşıda dolaşırken bir ses duymuş. Yaklaşmış? Hırsız, elinde eğe, dükkânın asma kilidini kesiyormuş.

Bekçi yanaşmış…”Sen ne yapıyorsun böyle” demiş bekçi…
Hırsız istifini bile bozmamış: “Hiiiççç, keman çalıyorum!”
Bekçi, “Bu nasıl keman, hiç ses çıkmıyor?”
Hırsız, “Bunun sesi yarın sabah çıkar!” demiş…”

Dağ fare doğurmadı daha bugüne kadar!

Türk politikasına baktığımızda siyasetçilerin her gün yeni gündem konuları yumurtlayarak halkı şaşkın ördek meşgul ettiği malumumuz.

Meşgul ediyorlar da, her söylemlerinden bir sonraki adımları mehteran takımı gibi iki ileri bir geri! Bir yere varamıyor sadece infiale dönüşüyor.

Veya “Çevir kazı yanmasın” ayarında sözlerini geri çekiliyorlar!

Karşısındakini kıracak bir söz söylediğini fark edip de çevirmeye kalkışanlar, genellikle kırmaktan öteye gidiyor ve ok yaydan çıkıyor.

Hurrraa herkes ayaklanıyor. Nabız atışları yükseliyor, hemen bir ortam yoklama teamülü sonunda “ben demedim o dedi, ben dedim öyle demedim, o dedi ama onu demedi” didi didi…Oluyor!

Kaz çoktan yanıyor…

Bu duruma siyasetçilerin sığındığı “Türk politikasındaki yeni eğilim taktikleri” denilebilir.

Duyguların egemenliği, millet iradesinin egemenliği üzerine kurulmuş vaziyette.

Müflis tüccar tavrıyla ülke yönetilir mi?

Nasıl diyordu Barış Manço rahmetli:

Balcının baltası var oduncunun baltası var

Öylede olur böyle de olur

Avcı vurur turnayı biz çalarız zurnayı

Öyle de olur böyle de olur

Acıh da bağa vir biraz da oğa vir,

Çevir kazı yanmasın aman kız uyanmasın!

Acıhda bağa vir biraz da oğa vir!

Son söz;

Uyuma!

Sanal gündeme kanma.

Kimsenin oyununa aldanma.

Kazanmak istiyorsan çalış, çabala…