Sürü! Psikolojimiz

   “Artık ben özgür bir bireyim, bundan böyle sürü psikolojisine uymayacağım... 

   Ben de, ben de, ben de…” 

  SÜRÜ! PSİKOLOJİMİZ… 

  Şu kara gözlü, kıvırcık koyunların psikolojisi var ya hani; Biri uçurumdan atlar ve diğerleri de onu takip eder! Hepsi telef olur. Hani şu dillerden düşmeyen sürü psikolojimiz… var ya! 

  Sürü psikolojisi deyince, ne anlıyoruz? 

  Sürü Psikolojisinin tarihi insanlık tarihi ile başlamaktadır. Türleri farklılaşsa bile insanın olduğu her yer ve zamanda sürü psikolojisi olagelmiştir. 

  “Bireyin, gayesizce ve gerçek bir lideri olmaksızın, başka insanların yaptıklarını, gerek bireysel gerek topluca tekrarlaması şeklinde tezahür eden şuursuz davranışlara, özü itibarı ile derin benliğinden doğan isteklerin icrasını topluluğa fatura etmek şeklinde tezahür eden duruma’’ sürü psikolojisi denebilir. Sürü, kitle, topluluk, çoğunluk gibi terimler de bu şekilde açıklanabilir. 

  “Bireyin, gayesine uygun ve gerçek bir liderle, bir topluluk içinde amaca uygun davranışları gerek bireysel gerek topluca icra etmesi şeklinde tezahür eden, hayatın kaçınılmaz gereklerinden doğan bir araya gelme’’ şekline de grup, örgüt, cemaat, teşkilat vb. psikolojisi denebilir. 

  Sürü psikolojisi denildiğinde genelde bir grup insanın yönlendirilmesi şeklinde algılanır. 

  Oysa insan bir grup halinde olmadan da sürü psikolojisi içerisinde olabilir. Birçok insan ayrı yerlerde yaşamalarına rağmen, mesela medya sayesinde sürü gibi davrandırılabilir ve yönlendirilebilir. 

  Bernard Shaw'ın şu meşhur sözünü hatırlatayım; "Mantıklı bir insan, sürüden ayrılmaz ve kendini dünyaya uydurur. Mantıksız bir insan ise sürüden ayrılıp dünyayı kendine uydurma hususunda ısrar eder. Dolayısıyla dünyadaki tüm gelişmeler sürüden ayrılmış mantıksız insanlar tarafından gerçekleştirilir." 

  Sürü veya grubun müspet veya menfi olması hususları vardır. 

  Sürünün menfisi veya müspeti olabileceği gibi, grubun da menfisi veya müspeti olabilir. 

  Sürü ve grubu ayıran belirleyici ölçüler; gayesinin farkında olmak ve gerçek liderde toplanmaktır. “Arayan bulur‟‟ kavlince her arayan, aradığı sürüyü, grubu ve liderini de bulmaktadır. 

  Sürü dışına çıkma istemi mantıksızlık mıdır? 

  Sürünün en önde gideni sürünün yeni lideri, yeni taklit edileni, yeni inanılanı olmuştur. 

  Sürüden ayrılanı da hep kurt mu kapmış? 

  Ayrılan aklını kullanabilmişse kurda yakalanmamış çünkü kurda yem olmamak baya bir akıl gerektiriyor, ancak bu sefer de “sürüden ayrılanlar sürüsüne” dahil olmuş… 

  Sürünün doğruları mutlaka yanlış mıdır? Ya sürüden ayrılanların doğruları? 

  Hangi doğrular bunlar? Neye göre, kime göre? 

  Sırf farklı olabilmek adına kendi doğrularını mutlak doğru olarak görüp, bir diğerine bunu dikte ettirmesi de baskının ve şiddetin bir başka çeşidi değil midir? 

  Sürü psikolojisinin temelinde "sürü" olgusu var… ha “sürüye dahil olanlar sürüsü” ha “sürüden ayrılan sürüsü”, fark var mı? Her iki sürü de kendi düşüncelerine uymayanı sürüye dahil olmakla suçlamıyor mu? Her iki sürüde birbiri için tehdit oluşturmuyor mu? 

  Burada asıl olan akıl ve vicdandır. Birey akıl ve vicdanını yitirdiği zaman hangi sürüye dâhil olursa olsun uçurumun dibinde kendini bulduğunda ya onu kurt kapacaktır, ya da kasabın vitrinine asılacaktır! 

  Sizce hangi sürünün peşindeyiz. Menfi mi? Müspet mi?