Ülkemi Sıfırladılar

   Atatürk anıtlarına çelenk koymayı yasaklarken

   Kandil günleri yapılan dualarda ülkemizin kurucusunun adını bile anmadılar.

   Milli bayramları anlamsızlaştırırken

   Hasan Tahsin'i anmayı polis zoruyla engellediler.

   İzmirlinin inancını garip bulurken

   Köylüye 'ananı da al git', Adanalıya 'gavat' dediler.

   'Teröristle görüşen şerefsizdir' derken

   İmralı'da yol haritası hazırladılar.

   Elde avuçta ne varsa satılmışken ve dış borç rekor kırarken

   'Enflasyon tek haneli, IMF'ye borç veriyoruz' dediler.

   Terörist başına 'sayın', Genelkurmay Başkanına 'terörist' denirken

   Darbeci! Teğmenler ve casus! denizciler zindana atıldılar.

   'Özerklik ilan edeceğiz' diyen sözde vekil, polisi tokatlarken

   Polislerin askerlik yapma zorunluluğunu kaldırdılar.

   'Benim başörtülü bacım' diyerek

   Zinayı suç olmaktan çıkardılar.

   'Camide içki içtiler' derken

   'Yalan söylemem' diyen imamı sürdüler.

   'Ay sonunda Gazze'deyiz' dediler, 'Gidemezsin' diyen ABD Büyükelçisine sözüm ona fırça atarken

   Kaç bahar geçti, gidemediler.

   Uçaklarımız Nato bayrağı ile Libya semalarında uçarken

   'NATO'nun Libya'da ne işi var' dediler.

   Beğenmedikleri sanatın içine tükürüp, heykelleri ucube diye yıkarken

   İstanbul'un güzelim sulietini yok ettiler.

   Beğenmedikleri gazetecileri  işten attırırken

   Sesini kesemediklerini içeri tıktılar.

   Genç insanlar yerlerde sürüklenip öldürülürken

   'Destan yazdılar',  aynı polis hırsızları yakalarken, bu sefer 'paralel cemaatçi' dediler.

   'Tek dil' derken, yok olmadı 'Tek Din' dediler

   Sonra ikisini de inkar ettiler.

   Her yeri İmam Hatiple doldururken

   Doğruları söyleyen Yaşar Nuri'yi canlı yayında susturdular.

   Neredeyse tüm hakimleri, savcıları, emniyet müdürlerini damgalarken

   Kendileri gibi düşünmeyenleri 'vatan haini' ilan ettiler.

   Milletimin kahramanlarına 'ayyaş' derken

   Öz oğlunu boğduran padişahın içki içmesine taktılar.

   Hırsızlara 'hırsız' demeyi yasaklayıp, onları serbest bırakırken

   Sonunda Bülent Arınç'ın bile vicdanını sızlattılar.

   Tüm bunlar olduktan sonra;

   Bana ne?

   Ayakkabı kutularından, dolarlardan, eurolardan.

   Bana ne?

   Bilal'den, Alo Fatih'ten, Hocaefendiden.

   Bana ne?

   Faiz'den, vaiz'den, lobi'den.

   Her şeyi yerle bir ettiniz,

   Ülkemi sıfırladınız be kardeşim.

   Yeter artık

   Düşün yakamızdan.

   “Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.” İsmet İNÖNÜ