Çünkü İki Kişiydik
Karaköy Köprüsü üstünde, bastıran yağmura ve gece yarısı efsununa rağmen, ahvalimizin kelâmını yapıp, günün şeceresini döküyorken, meramımızı şereflendiren bir güzellik de yamacımızdaydı. "Ki Karaköy Köprüsü’ne yağmur yağarken bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti. Çünkü iki kişiydik" diyen Cemal Süreya’ydı bu. Yeditepeli şehir susuyor bu vakitlerde, daha bir derinden sesleniyor çünkü (duyabilene tabii).
Köprü üzerinde dört ayak (ki bunlar biz oluyoruz), meşke getiren cinsten bir yağmur, hafiften bir üşüme (‘ki üşümek iyidir, yaşadığını hissettirir’ diyenlerdenim), yarısını rüzgârın içtiği sigaralar (“Ben sigaramı yaktığım zaman / Çünkü her sigara bir kelimedir / Ben sigaramı yaktığım zaman / Güz günleriydi bir şarkı olarak..” dediği gibi Cemal Süreya’nın tam da bu kıvamdayız anlayacağınız..), bir şişe Hennesy konyak ve hayat’tır gidiyoruz yolun savurduğu rotaya doğru. Bu kadar derine dalmışken, çıkmaz olmaz deyip, cila olur diye hemen gördüğümüz ilk mekâna konuşlanıyoruz. (Karaköy’ün keşfedemediğimiz öyle çok gizli mekânları varmış ki! Bilahare akarsınız belki…) Yalnız değiliz, mekânda bizden çok var! Selamı çakıp, çekiyoruz boş bulduğumuz sandalyeleri. O sırada mekânın müzik kutusundan bir ses yükseliyor inceden; “Olmalı / Eğer ipler senin elindeyse hemen çek göster / Göster bana ne kadar çelimsiz ve sevimsiz olduğumu…. / Yetişir ağır ağır salaklar da kendini tanır sonra elbet unutur / Olmalı / Eğer ipler senin elindeyse hemen çek göster / Göster bana ne kadar çelimsiz ve sevimsiz olduğunu…”
“Ölümsüzlük yoksa erdem de yoktur, öyleyse her şey meşrudur” diyen Dostoyevski’ye ithafen, tüketim çemberi içinde, tükete tükete, kan revan yapraklarının taneleri haline geliyoruz ama havsalada kırıntılar da kıpraşmıyor değil! (Ki bu şarkıyı yeniden hatırlatan –müzikadamı-na da teşekkürler). Yıl 2001 (ömre vurduğumuzda çok da olmamış aslında)… Arada kaynayıp giden şahane çalışmalar vardır hani işte onlardan. Mete Özgencil’in “Olmalı” adlı albümü. Mekândan yükselen sözler, albümün adını taşıyan bu şarkıdan. Benim gibi şanslı olup, albümü bulabilir ya da eskilerden bir dost-müzikadamı-nın arşivinden kopya mı çekersiniz bilemem ama bu albüm, hem animasyon klibi ve sözleriyle o vakitler değerini yeterince bulamamıştı bence. Güne küçük bir tadımlık olsun istedim bu başlangıç (şarkı), açıp da dinlersiniz belki diye! Biz şimdi Karaköy’de karanlığın aydın olmasını izliyorken, yağmurda Mete Özgencil’de bize ayar çekerek eşlik ediyorken, sizin yolluğunuzu da hemen veriyorum.
TİYATRO PERA SEZONU VANYA DAYI İLE AÇIYOR!
Biz iki kişi bu güzergâhta ilerken ve kelimelerin bileklerini kesedururken, size vermek istediğim rotada ise; Mayıs ayında 17. Uluslararası Tiyatro Festivali’nde izlediğim; Tiyatro Pera’nın kadrajından Vanya Dayı var. Rus yazar Anton Çehov’un “Köy Yaşamından Sahneler” adını da verdiği oyun, 19. yüzyılın devrim arifesini yaşayan Rusya’sında, değişmekte olan siyasal sistem ve sınıfsal değerlerin toplumsal yaşamda yarattığı uzlaşmaz çelişkileri, bir köy çiftlik evi yaşantısından yansıtıyor. Nesrin Kazankaya’nın çevirisini yapıp, yönettiği oyun aynı zamanda özgün bir mekân tasarımına sahip. Biz izlekleri de bu köy yaşantısına dahil eden Tiyatro Pera, köy yaşamına sıkışmış aydınların dayanılmaz varoluşlarına, monotonluk, tembellik, umutsuzluk ve mutsuzlukla kuşatılmışlıklarına seyircilerin yakınen tanıklık etmesini sağlıyor. Dramaturgisini Şafak Eruyar’un üstlendiği oyunda; Levend Öktem, Selçuk Yöntem, Can Kolukısa, Nesrin Kazankaya ve Linda Çandır rol alıyor. 140 dakikalık oyunu, seyircisini hiç sıkmadan sahneye taşıyan Tiyatro Pera’ya alkış. Oyuna akmak isterseniz işte rotası, ama öncesinde oyunda Sonya’nın Vanya Dayı’ya söylediği replikleriyle vedamızı yapalım… (Çeviri Ataol Behramoğlu.) “Sonya: Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! (Bir sessizlik) Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günler, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz...
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Matthew Perry’nin ölümüyle ilgili davada yeni gelişme
Friends dizisinin yıldızı Matthew Perry’nin ölümüne ilişkin davada ikinci doktor da ceza aldı; Dr. Mark Chavez’e yasa dışı ketamin temini nedeniyle 8 ay ev hapsi ve 3 yıl denetimli serbes...
Oscar Ödülleri'nden Kritik Karar: 2029'dan İtibaren...
Oscar Ödülleri törenlerinin, 2029 ile 2033 yılları arasını kapsayan yeni anlaşma kapsamında televizyonda değil, ABD merkezli video paylaşım platformu YouTube'da yayınlanacağı açıklandı. S...
Dünyaca ünlü rock yıldızları İstanbul'a geliyor
Rock dünyasının ünlüleri, 2026 yılında Türkiye'ye geliyor. Tanınmış isimler, İstanbul'da müzikseverlerle buluşacak. Kariyeri boyunca "Because the Night" ve "People Have the Power" gibi şa...
Bilgisayarla Beste Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Zekâ Vakfı, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Halıcı Bilgi İşlem AŞ iş birliği ile düzenlenen 32. TBD-Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması’nın final ve ...
Ünlü piyanist Grinko, Ankara'da konser verdi
Rus müzisyen, piyanist ve davulcu Evgeny Grinko, Ankara'da verdiği konserde hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Besteleri milyonlarca kişi tarafından dinlenen, dünyaca ünlü Rus müzis...
2 bin 400 yıl önce batan gemide parmak izi bulundu
Danimarka açıklarında yaklaşık 2 bin 400 yıl önce batan bir deniz akıncıları teknesinde bulunan antik bir parmak izi ve kimyasal bulgular, Demir Çağı’nda bu gizemli saldırganların nereden...
5 bin yıllık iskelet şaşırttı! Taş Devri'nden kalma gizemli bir gömü...
İsveç’in başkenti Stockholm’ün yaklaşık 35 kilometre güneybatısındaki Gerstaberg köyünde yürütülen yüksek hızlı tren hattı inşaatı sırasında arkeologlar, 5 bin yıllık bir köpek iskeletiyl...
'Bak Postacı Geliyor' izleyicilerine film arasında sürpriz
Yüksel Aksu'nun senaryosunu yazıp yönettiği, oyuncu Ozan Akbaba'nın başrolünde yer aldığı 'Bak Postacı Geliyor' filminin akşam seansında izleyiciler bir sürprizle karşılaştı. Dün akşam bi...
Oya Başar’dan yıllar sonra gelen Levent Kırca açıklaması
Usta oyuncu Oya Başar, eski eşi Levent Kırca’nın ölüm haberini aldığı geceyi ve sanatçının hastalık sürecinde tedaviyi reddedişini yıllar sonra ilk kez anlattı. Usta oyuncu Oya Başar, 10 ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Neslihan Atagül organik tarım yapıyor
Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!
OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.