
BUMC Caz Korosu Sponsor Arayışında
Grup, zahmetli bir eleme döneminden sonra 16 kişilik kadrosuyla önümüzdeki Temmuz ayında Çin'de düzenlenecek olan koro olimpiyatlarında “World Choir Games 2010'da ülkemizi temsil etme hakkını kazandı. BUMC Caz Korosu'nun şefi Masis Aram Gözbek'Ie koroyu daha yakından tanıyıp gelecekteki projelerini dinlemek için küçük bir söyleşi yaptık.
'BUMC Caz Korosu’nu biraz tanıyabilir miyiz?
Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü koroları 1994’te kuruluyor ve zaman içinde Klasik Müzik Korosu, Rock Korosu ve Caz Korosu olarak üç ayrı koroya dönüşüyor. Bu korolar, zaman geçtikçe olgunlaşarak, tamamen öğrenciler tarafından yürütülen, dışarıdan profesyonel bir destek almadan kendini döndürebilen bir yapıya kavuşuyor. Ben ise 2005’te Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim. İki sene caz korosunda koristlik yaptım ve o iki senenin sonunda koronun şefi oldum. Üç senedir de bu isi elimden geldiğimce sürdürmeye gayret ediyorum. Caz korosunun bu süreçte genel olarak ne tarz bir müzik yaptığına gelirsek, kimi zaman enstrüman esliksiz, kimi zaman eslikli olmak üzere yer yer caz standartları ağırlıklı, yer yer Latin, pop-caz, fusion parçalardan oluşan bir repertuardan söz edebiliriz
Peki, bugüne kadar ‘BUMC Caz Korosu nasıl bir kariyer yolu izledi?
Aslında projelerin ve hedeflerin son üç yılda biraz büyüdüğünü diyebilirim. 2008 yılında, 15. Uluslararasi İstanbul Caz Festivali’nde sahne aldık. O da şöyle oldu: İKSV’nin düzenlediği, genç cazcıların sesini duyurmalarına yönelik, onların da bu festivalde yer almalarını sağlayan “Genç Caz” diye bir etkinlik vardı. Önce elemeyi geçip, canlı performans sergileyecek ilk 8 grubun arasına girdik. Performans sonucunda da, en yüksek puanla ilk dörde girerek festivalde sahne alma şansı kazandık. Yine 2008 yılının ekim ayında, Akbank 18. Caz Festivali kapsamında Akbank Sanat'ta bir konserimiz oldu. 2009 yılında, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Amatör Caz Müzisyenleri Festivali'nde yer aldık. Bu festivaller dışında, Türkiye’nin birçok şehrinde değişik üniversitelerde konserlerimiz oldu. Gittiğimiz her şehirde, çok güzel tepkiler aldık. Bunlarla beraber, gerek 2008, gerekse 2009'da Sertab Erener ile özel konserler verdik. Tabi tüm bunların yanında bizi son yıllarda en çok heyecanlandıran, 2008 Temmuz'unda katıldığımız, her yıl Avusturya’nın Graz kentinde düzenlenen "Vokal Total International A Cappella Contest" oldu. Yarışmaya, hem pop hem de caz kategorisinde kabul aldık. Bizim için inanılmaz bir deneyim oldu tabi ki, çünkü bu yarışma kendi alanında dünyanın en prestijli yarışması olarak gösteriliyor. Biz, oradaki en küçük yas ortalamasına sahip gruptuk ki bu da epey ilgi çekici bir durum oldu isin açıkçası. Alanlarında dünyanın zirvesinde yer almayı başarmış birçok müzisyenle tanıştık, onların atölye çalışmalarına katildik. Ha bir de, yarışmadan iki kategoride de 'silver diplom' alarak döndük. (BUMK Caz Korosu 2008 kadrosu, daha sonra 'Istanbul Essence' adini aldi ve artik yoluna bu şekilde devam ediyor.)
Oldukça üretken bir topluluksunuz. Yakın gelecekte ne gibi projeleriniz var?
2010 kadrosuyla, yine tamamen farklı bir proje hazırladık. Geçtiğimiz yıllara oranla, daha 'koral' bir tını yakalamak amacıyla yola çıktık, bu doğrultuda da daha kalabalık bir kadroyla çalışıyoruz. Şu an 16 kişilik bir kadro mevcut ve aslında gruptakilerin birçoğu da Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi değil. Bazı şarkılar a cappella (eşliksiz) söyleniyor, bazı şarkılarda ise eşlik var. Bu şarkılarda bize eslik eden bir triomuz var, piyano, bas ve davuldan oluşan. Bu yıl henüz, Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nde konserlerimiz oldu. Her yıl olduğu gibi, yine müzik kulübü ile turnemiz olacak mayıs ayinin başında. Anadolu’da iki üç üniversitede konserlerimiz olacak. Bu sırada da, çeşitli radyo-TV programlarında, gazete-dergilerde, kısacası hem görsel hem yazılı basında yer almaya çalışıyoruz sıklıkla. Tabi tüm bunlar, aslında bizim için 2010 yılının en büyük projesi olan koro olimpiyatları ve bu konuyla alakalı sponsorluk çağrımızı duyurmak için.
Biraz koro olimpiyatlarından bahseder misin?
Her iki senede bir dünyanın çeşitli büyük kentlerinde gerçekleşen koro olimpiyatlarının, bu yıl Çin’de altıncısı düzenlenecek. Bu organizasyon, koral müzik alanında dünyanın zirvesi olarak gösteriliyor. Birebir olimpiyat mantığında ve onun benzeri bir coşkuyla süregelen çok büyük çaplı bir festival. Yaklaşık 80 ülkeden, 300'u aşkın koro, 20000'i askın katılımcı ile gerçeklesen bu etkinlik bizleri gerçekten çok heyecanlandırıyor. Bizim için son derece kısa ve inanılmaz yoğun bir hazırlık donemi oldu. Bir günde 6 parça kaydedip, ertesi gün ise -ki son başvuru tarihi oluyor- bu kayıtları editleyip, tüm gerekli evrakları hazırlayıp, kargoya son saniyede teslim etmek gibi. Böyle stresli ve heyecanlı bir hazırlık surecinden sonra, başvurduğumuz 3 kategoride de (caz korosu, oda korosu, çağdaş müzik) kabul aldığımızı öğrendiğimizde, elbette çok büyük bir rahatlama yasadığımızı söyleyebilirim. En eğlencelisi ise, bu güzel haberi yaklaşık bir hafta sonraki bir konserimiz esnasında sahneden duyururken, henüz koronun da sonuçlardan bihaber olması ve yaşanılan o büyük şaşkınlık ve sevinç karışımı hislerin suratlara birer birer yansımasını izlemekti diyebilirim sanırım.
16 kişilik kalabalık bir kadronuz var. Ancak Çin’e gitme fikri bir hayli masraflı olmalı “World Choir Games 2010” için maddi desteğinizi nasıl sağlıyorsunuz?
Henüz hiçbir şekilde sağlayamıyoruz tabi ki. Sizin de söylediğiniz gibi, gecen yıllara oranla daha kalabalık bir ekip olmamızın dezavantajları da oluyor, özellikle parasal konularda. Yarışma suresince, yani 14 gün boyunca Cin'deyiz. Ulaşım masrafı, konaklama masrafı, o bu derken epey yüklü bir dosya çıktı karşımıza. Onun için de sponsor arayışlarımız, hızlanarak devam ediyor ama zaman da gitgide azalıyor tabi ki. Zira yarışma temmuzda, ancak gerekli ayarlamaların yapılabilmesi için bu durumun o veya bu şekilde çok kısa bir süre içinde netleşmesi gerekiyor.
Yani bir yerde sponsor arayışı içindesiniz. Peki “World Choir Games 2010 in müzik dünyası açısından önemi nedir?
Yarışmanın ifade ettiği şey çok açık ve son derece evrensel bence. 80 farklı ülkeden yüzlerce koro, dünyanın dört bir yanından gelmiş on binlerce insan.. Çokseslilik çatısı altında kaynasan birbirinden farklı kültürler, kocaman bir paylaşım platformu. Bu gerçekten inanılmaz bir şey. Onca dünya liderinin yapamadığı, belki de zaten yapmak istemedikleri şeyin, müzik ve çoksesliliğin büyüsü ile ne kadar da güzel ortaya konabileceğinin bir kanıtı adeta.
Bu taraflara gelecek olursak, olimpiyatlarda Türkiye’yi bir tek biz temsil ediyoruz. Bildiğim kadarıyla, daha önce de bu yarışmanın ilkine, 2000 yılında Ankara’dan Orfeon Oda Korosu katılmış ve onun dışında da bugüne kadar başka bir katılımcı olmamış Türkiye adına. Özellikle su dönemde, Türkiye’nin tam da böyle bir şeye çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Gerçekten, ülkemiz adına sadece çok büyük bir talihsizlik olarak değerlendirebileceğim bu kotu imajın da bir nevi kırılması adına, olimpiyatlarda yer almanın, ismimizi tüm dünyaya bu şekilde duyurabilmenin de ötesinde, oradan büyük bir basarıyla dönmemiz son derece etkili olacaktır. Biz, bu desteği bulacağımıza inanıyoruz ve o yüzden de elimizden gelenin en iyisi, hatta daha fazlası için uğraşıyoruz. Çünkü, gerçekten isteyince ve biraz da hırslı olunca, üstüne bir de tabi ki doğru stratejiyi uygulayınca, başarı kaçınılmaz oluyor. O yüzden de biz başaracağımızdan eminiz, yeter ki gerekli desteği bulalım ve elimize gecen bu fırsatı kaçırmayalım.
6- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu çağrımıza kulak verin lütfen. İlgilenenler, masisgozbek@gmail.com'dan bana ulaşabilirler.
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Ünlü oyuncu Tom Cruise, fahri İngiliz vatandaşı ilan edildi
Tom Cruise, 40 yıl boyunca İngiltere'de film çektikten sonra Britanya Film Enstitüsü tarafından 'Fahri İngiliz vatandaşı' ilan edildi. Londra'nın Biggin Hill bölgesinde yaşamaya başlayan ...
Oscarlı oyuncu Gene Hackman'ın ölüm nedeni belli oldu
Oyuncu Gene Hackman'ın ölüm nedeni, vefatından iki ay sonra resmi olarak açıklandı. New Mexico'nun Santa Fe kentindeki malikanesinde yaşamını yitiren 95 yaşındaki Gene Hackman'ın ölüm ned...
Seray Sever Bodrum'daki lahmacun fiyatlarına isyan etti
Bodrum'da lahmacun fiyatlarının 2 bin 200 TL'ye kadar çıkacağı iddiaları sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Ünlü isim Seray Sever, fiyat artışına sert tepki göstererek, "Bize gelin, be...
Ünlü rapçi Sefo'nun aile evinde yangın paniği! Küle döndü...
Rapçi Sefo'nun Samsun'daki aile evinde yangın çıktı. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü. Evde maddi hasar meydana geldi. Rapçi Sefo, yaptığı paylaşımda ablasının ve iki k...
Osmanlı'nın eski başkenti Edirne, turizmle yeniden doğuyor
Osmanlı İmparatorluğu'na 88 yıl başkentlik yapmış olan Edirne, tarihi zenginlikleri, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri haline geliy...
Oyuncu İlyas Salman'a ceza!
Sanatçı İlyas Salman, 3 yıl önce BirGün gazetesine verdiği bir röportajda kullandığı ifadeler nedeniyle cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılandığı davada 11 ay 20 gün hapse mahkum ...
'Hayatımda derin iz bıraktı'
Çevre aktivizmiyle tanınan Leonardo DiCaprio, sosyal medya hesabından Papa Francis'e duygu yüklü bir veda mesajı paylaştı. Ünlü oyuncu, Papa’yı “çağımızın en olağanüstü ruhani liderlerind...
‘Sultan’a büyük ilgi...
Bursa’da Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği “Yılın Aydını Yaşar Kemal” etkinlikleri kapsamında usta oyuncu Türkan Şoray ile Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu’nun katılımıyla “Yılanı Öl...
2 kilometrelik surları gün yüzüne çıkıyor
Muğla’nın Kavaklıdere ilçesindeki Hyllarima Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmalarıyla 2 kilometre uzunluğundaki tarihi surlar ortaya çıkarılıyor. Antik surlar, turizme kazandırılacak....
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Tarkan konserinde Reynmen'e seslendi:' Benim Yusuf'um çok seviyorum onu'
Tarkan, Stuttgart konserinde sahneden Reynmen'i anons ederek, "Çok seviyorum onu" dedi. Reynmen ise Tarkan’ın duruşuna ve tavrına hayran kaldığını belirterek, "İyi ki varsın Tarkan abi" d...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Doğru sandığınız egzersizler sağlığınıza zarar verebilir!
Geçirdiği trafik kazası sonrası yanlış tedaviyle kolunu neredeyse kullanamaz hale gelen 80 yaşındaki Mehmet Tuncay Üstüoğlu, doğru tedavi süreci ve doğru egzersizlerle sağlığına kavuştu. Uzmanlar, cerrahi müdahale sonrası rehabilitasyon sürecinde yapılan yanlış egzersizlerin tedavi başarısını ciddi şekilde etkileyebileceğini vurguladı.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.