Erdoğan\'dan CHP\'ye Kritik Soru

''CHP’nin Genel Başkanı, Tuncelili yani Dersimli. CHP, Dersim katliamıyla, bu dönemde yüzleşmeyecek de ne zaman yüzleşecek? CHP’nin Genel Başkanı, Dersim Katliamıyla ilgili, bu dönemde konuşmayacak da, Allah aşkına ne zaman konuşacak?''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Bitlis Gençlik Kolları 3’üncü Olağan Kongresi’ne katıldı. Erdoğan, salonda, ’Bitlis’te beş minare Tayyip’te bütün çare’, ’Evliyalar diyarı Norşin gençliğinden selamlar’, ’Siyasette gençlere yer vermek ustalığın şiarındandır’, ’Biriz, diriyiz, hep seninle beraberiz’ yazılı pankartlarla karşılandı.

Başbakan Erdoğan, PKK, KCK ve BDP’yi hedef aldığı konuşmasında şunları söyledi:

"Bitlis’in gençlerini tebrik ediyorum. Siz görevinizi, emeğinizi ortaya koydunuz. Siz barışın dilini, kardeşliğin dilini egemen kıldınız. Bitlis’te yüzde 51 başarıyı katkıyı en çok siz sağladınız. AK Parti’nin gençlik kolları diğer partilerin sanal gençlik kolları gibi değildir. Hayali değildir, kağıt üzerinde değildir. Gençlik bu hareketin en merkezindedir. Öyle siyasi partiler vardır ki, kongrelerini bırakın böyle yapmayı, İstanbul gibi büyük bir şehirde bile gençlik kollarını 300-500 kişiyle yapıyor. Çoğu zaman il kongrelerini genel merkezlerinde 3-5 kişiyle oturup kağıt üzerinde yapıyor. Bugünkü kongremizi heyecan içinde, demokrasi içinde, barış içinde gerçekleştiriyoruz.

Gençlerin siyasette ne kadar aktif yer aldığını ve belirleyici görmek isteyen bugün bu gençlik kongresine baksın. Bizim için gençler asla ve asla ucuz işgücü değil. Bizim için gençlik kolları rakamsal süsleme yapan, broşür yapan gençler asla değil. Bizim için gençler bu ülkenin geleceğidir. Bizim için gençler siyasetin heyecanı, dinamizmidir. Acaba diğer siyasi partilerde gençlik kollarından yani o yaşta bulunan milletvekili vardır. Parmak sayısını bulmaz. Sizlerle aynı sürelerde bulunmuş aynı heyecanı yaşamış 16 arkadaşınız şu anda TBMM’de sizleri temsil ediyor. Birileri gençleri oy deposu olarak görürken, biz gençleri siyasetin bizatihi aktörü olarak gördük, görüyoruz. Şu anda genel merkez gençlik kollarının arka arkaya başkanlıklarını yapmış 2 arkadaşımız parlamentoda.

Birileri gençlerin eline taş tutuştururken molotof kokteyli verirken; biz gençlerin eline kalem, kağıt veriyor, bilgisayar veriyor, gençleri en iyi şekilde eğitmenin mücadelesini veriyoruz. Birileri gençlerin elinden tutup öldürmeye ve ölmeye sevk ederken, biz gençlerin üzerinden kardeşliğin dayanışmanın mücadelesini veriyoruz. 9 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde bizim bu ülkede iktidar oluşumun 9’uncu yılını tamamlıyoruz. Yani 9 yıl önce bugün biz iktidara geldik. Şimdi 10’uncu yıla hep beraber giriyoruz."

TARİH CESURLARI, KAHRAMANLARI ANAR

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan gençlere sokağı gösteren, gençleri silahlandıran ve ölüme gönderenler, bir taraftan gençlere dağı gösterenler eşkıyalığı gösterenler var. Diğer taraftan ise yaşatmaya çalışan bir Ak Parti var. Diğer taraftan insanı insan olduğu için seven, yaradılanı yaradandan ötürü seven bir Ak Parti var. Gençler için okul inşa eden, üniversite yapan, yurtlar yapan, kurslar veren, okuma yazma öğretmeye, aydınlık gelecek için çalışmaya teşvik eden bir Ak parti var.

Bir taraftan gençler ölmesin, öldürmesin, anneler gözyaşı dökmesin diye adeta çırpınan yüreğini ortaya koyan bir Ak Parti, diğer taraftan ise terörün arasına mesafe koyamayan, terörün emrinde ve gölgesinde siyaset yapan korkaklar var. Sivilleri öldürmek, askere polise kurşun sıkmak, katillerin canilerin en önemlisi de korkakların işidir. Yaşam hak ise kahramanlar içindir. Öldürmek değil yaşatmak önemlidir. Yıkmak yakmak, ocaklarını söndürmek alçakların işidir. Yapmak, inşaa etmek ise cesurların işidir. Korkaklar tarih boyunca hiç bir zaman zaferle anılmamıştır.Tarih hainleri, değil, kahramanları, cesurları anar, yad eder."

SAHTE VE GERÇEK KAHRAMANLARI BİRBİRİNDEN AYIRIN

Başbakan Erdoğan, "Doğu ve Güneydoğu’daki tüm gençlerimizden artık sahte kahramanlarla gerçek kahramanları birbirinden ayırt etmesini istiyorum" diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bitlisli gençlerimden yeter artık demelerini benim adıma öldürme demelerini bekliyorum. Sizlerden tek tek her bir gence ulaşmanızı nezaketle sabırla, ağır başlılıkla, tatlı bir dille onlarında gerçeği görmesi için çalışmanızı istiyorum. Şunu asla unutmayın, sizler çok büyük bir medeniyetin mensuplarısınız. Sizler köklü bir kültürün, kadim bir tarihin mensuplarısınız. Sizler büyük bir devletin Türkiye Cumhuriyeti’nin mensuplarısınız.

Ezeli kardeşliğimizi ebediyen yaşatmak sizlerinde elinizdedir. Kardeşlerim biz ırk, kavim kabile demedik. Millet geçmişi ortak, sevinci ortak hüznü ortak aynı şekilde geleceği ortak bir cemiyettir. Biz tek bayrağız, tek diniz, biz tek vatanız, biz tek devletiz. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Boşnağı’yla hepimiz tek kardeşiz. Tarihte defalarca bu milleti bölmek, parçalamak bu milleti unsunları arasına nifak sokmak istediler.

Kürtler birilerinin dediği gibi Zerdüşt değil İslamdır. Birileri çıkıyor Kürtlerin dini Zerdüşttür diyor. Nerede Apo’nun yazdığı kitapta. Kendi toplantılarında kalkıp terörist başını peygamber olarak ilan ediyorlar. Diyorlar ki, bu kadar açık artık mızrak çuvala sığmıyor. İşte kurtuluş savaşındaki ruh Türk’ü, Kürtle, koyun koyuna savaştığı bir savaştır. Malazgirt’te böyle değildi. İnanıyorum ki şu andaki nesil bu oyunu bozacak. Kurtuluş tek bir ırkın, kavimin savaşı değildir. Türkün Kürt’ün, Laz’ın, Çerkezi’yle tüm milletin savaşıdır. TBMM işte böyle bir ruh ve arnlayışla tesis edilmiştir."

CHP GENEL BAŞKANI, DERSİM KATLİAMIYLA İLGİLİ NE ZAMAN KONUŞACAK?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tuncelili olduğunu belirten Erdoğan, şöyle dedi:

"Yani Dersimli, CHP’nin genel başkanı, Dersim katliamıyla ilgili bu dönemde konuşmayacaksa Allah aşkına ne zaman konuşacak. Şu anda da Dersim katliamına sorgulayan Tunceli milletvekilinin linç girişimine tepkisiz kalıyor. CHP’nin sadece Dersim katliamıyla değil Milli Şef dönemiyle kendisinin hesaplaşması gerekiyor. Kurtuluş Savaşı’nın bizim ortak zaferiyle sonuçlandığını söyledim. İşte Cumhuriyet’in kuruluşundaki proje oydu.

Bu kapsayıcı anlayış Milli Şef döneminde tam tersine çevrilmiştir. Ve İsmet İnönü’nün altında imzası olduğu, Başbakan olarak aynı zamanda Cumhurbaşkanı imzası olduğu bakanlar kurulunun altında imzalar var Dersim katliamıyla ilgili. Bunların hepsini kayıtlarını gösterdim. İnkar, ret, asimilasyon politikalarıyla maalesef ülkenin belli bölgeleri arasında ayrımcılık yapılmıştır. İşte biz buna son verdik. Ret ve inkar politikalarına biz elimizin tersiyle geri ittik."

TERÖRE DESTEK VERMEYENLERLE MÜZAKERE YAPARIZ

Erdoğan, "Bugün KCK ve PKK ve onun gölgesindeki BDP’nin Güneydoğu’da yapmak istediği bu bölgeye yatırım gelmesin istiyorlar" diyerek, şöyle dedi:

"Milli birlik ve beraberlik projemize sabote etmek için her türlü saldırıyı yapıyorlar. Tıpkı 1940’larda olduğu gibi. Biz kardeşlik diyoruz. Bir yandan terörle mücadele edeceğiz, bir taraftan demokratikleşmeyi sürdüreceğiz. Bizi KCK operasyonları ve sivil diktayla geçmişe dönmekle suçluyorlar. KCK ve diğer operasyonlar hükümetin değil, yargının verdiği kararla yapılan operasyonlardır. Orada tutuklanan hükümetin değil, yargının bilgi ve belgelere göre tutukladığı kişilerdir. Hiç bir tutuklama keyfi değil, delilsiz değil.

KCK’nın masum bir sivil toplum örgütü gibi görenler, ortaya çıkan delillere tekrar baksınlar. Ne kadar yanılacaklarını görürler. Kandil’den, İmralı’dan yönetilen kaos planları yapan masum insanların ölümü için provokasyonlar hazırlayan belediye temizlik işlerine nasıl razı olabilir. Tutuklananların hepsinin gerekçeleri vardır. Belediye başkanları tutuklandı diyorlar. Hangi belediye başkanları hukuksuzluğa, adaletsizliğe, cinayetlere kan dökülmesine tahammül mü gösterelim? Bu hükümet terörle demokrasi arasındaki ince çizgiyi hiç merak etmeyin çok hassas şekilde dikkate alıyor.

Buradan bir kez daha hatırlatıyorum. Biz terörle mücadele ederiz ve edeceğiz de, ama terörle arasına mesafe koymuş, teröre destek vermeyen, sırtını sıvazlamayan her siyasi oluşumla, her sivil toplum örgütüyle müzakere yaparız. Hiç kimse bize muhatap aramasın. Biz kimi muhatap alacağımızı da çok iyi biliriz. Ak Parti hükümeti 9 yıl boyunca hiç bir konuda teröre boyun eğmedi. Hiç bir reform yatırım demokrasi hamlesi Ak Parti iktidarları döneminde terör baskısıyla veya başka bir baskıyla dayatmayla gerçekleşmedi. Vanlı, Bitlisli benim kardeşimdir."