‘Her şeyin olduğu tek yer’
Neolitik dönemin başlangıcına ışık tutan Diyarbakır Çayönü Tepesi, “ilk mimari planlama”, “ilk kamu yapıları” ve “ilk madencilik” izleriyle insanlık tarihinin en önemli arkeolojik alanlarından biri. 40 yıldır kazı alanını koruyan Abbas Yorulmaz ise bölgenin yaşayan hafızası.
Diyarbakır’ın Ergani Ovası’nda yer alan Çayönü Tepesi, uygarlık tarihinin önemli gelişimlerini gözler önüne seren bir antik yerleşim yeri. İlk kazılarını duayen arkeolog Halet Çambel’in Prof. Dr. Robert J. Braidwood ile başlattığı Çayönü, MÖ 10 bin 200 ile MÖ 7 bin yılları arasındaki 3 bin 500 yıllık kesintisiz yerleşim süreciyle neolitik dönemin tüm detaylarını, kırılmalarını ve tamirlerini gösteren dünyadaki tek yer. Bununla birlikte yabani tohumların evcilleştirilme sürecindeki tüm ara formların tespit edilebildiği belki de tek alan. Bu nedenle neolitik çağın başlangıcına ilişkin çalışmalarda “anahtar” konumunda bir bölge.
Çayönü’nde çalışmalar Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında sürüyor. Bakırdan yapılmış bakır boncuklar, iğneler ve çeşitli kalıntıların keşfedildiği bölgeye 30’dan fazla ülkeye bakır tel ihraç eden Mega Metal şirketi de sponsor oldu. Biz de bu zamanın “bereketli hilal”inin en önemli duraklarından olan Çayönü’nü Dr. Savaş Sarıaltun’la birlikte gezme olanağı bulduk.
Sarıaltun, Çayönü’nün aralarında Troya Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan’ın da olduğu, en az 12-13 kazı başkanının yetiştiği bir “Çayönü akademisi” olarak da işlev gördüğünü dile getiriyor. Çayönü’nün değerini anlatmaya çabaladıklarını söyleyen Sarıaltun, 2027’ye kadar resmi bir ören yeri haline getirmeyi amaçladıklarını söylüyor. Çayönü’nü “toplumsal arkeoloji perspektifiyle” dönüştürmek istediklerini vurgulayan Sarıaltun, görseller, yeniden inşa edilen yapılar, dijital medya, levhalar ve dokunmatik ekranlar gibi yöntemlerle ziyaretçiler için daha anlaşılır bir kazı alanı oluşturmaya çalıştıklarını belirtiyor. Çayönü gördüğünüz andan itibaren etkileyici olsa da Sarıaltun’un dile getirdiği yöntemler, alanın ziyaretçilerin gözünde canlandırmasına çok büyük yardımcı olacaktır.
Benzersiz ilkler... Sarıaltun, Çayönü’nü “Her şeyin olduğu tek yer” diye tanımlıyor. 55 bin metrekarelik bir sit alanı olan Çayönü’nün henüz 8 bin 750 metrekarelik bir alanı kazılabilmiş. Buna karşın ortaya çıkan arkeolojik bulguları ve “ilkleri” bu yazıya sığdırma şansımız yok. Sözü Sarıaltun’a bırakalım: “Bugün artık biliyoruz ki Çayönü’nde düzenli mimari planlamanın temelleri atıldı. İlk kamu alanları, ilk anıtsal yapılar ve ilk madenciliğin izleri burada ortaya çıktı. Bu izler, sadece arkeolojik değil, aynı zamanda kültürel, bilimsel ve teknolojik birer atılım. Mimarlık tarihinin kilometre taşları olan yuvarlak planlı yapılar, ızgara planlı yapılar, hücre planlı yapılar ve geniş odalı yapılar, insanın mekânla kurduğu bağın evrimini gözler önüne seriyor. Benzersiz nitelikteki ‘kafataslı yapı’ ise ölü gömme pratiklerinin ilk kez kamusal bir mimari düzlemde yapılandığını gösteriyor. Dünya üzerindeki en eski zemin kaplama sistemlerinden biri olan ‘terrazo yapısı’; neolitik dönemin malzeme teknolojisinde ulaştığı sofistike düzeyi gösteriyor. Bu yapı, bugün hâlâ hayranlık uyandıran teknik bir dehanın ürünüdür. Diyarbakır’ın geleneksel bakırcılığına ilişkin en erken kökler de burada atılmıştır.”
40 YILLIK KAZI NÖBETİ!
Çayönü kazılarının emektar koruyucusu Abbas Yorulmaz, kazı alanını gezerken bize sürekli yardımcı oldu. Abbas amca için Çayönü kazı alanı bir tutku. 18 yaşında, Halet Çambel döneminde ilk kez kazı alanında çalışmaya başlamış. Bu süreç Aslı ve Mehmet Özdoğan’ın kazı başkanlığı döneminde de sürmüş, “Bu kazının içine girdim, sonra da kopmak bilmedim. Yani beni kovsalar, yine gelip yine kontrol ederim” diyor. Kazının olmadığı süreçte köyde hayvancılık yaptığını dile getiren Abbas Yorulmaz, “Bazen sabah akşam gelip kontrol ediyorum. Birisi bu tarafa doğru geldi mi, yine şöyle bir etrafını geziyorum” diyerek Çayönü’ne olan sevgisini anlatıyor. Yorulmaz, “Defineciliğe karşı alerjim var. Zoruma gidiyor. Bir altın yenip bitirilir ama tarih bitmiyor” diyor. Yorulmaz’ın tek talebi ise emeklilik. Sadece iki buçuk üç aylık bir süreç boyunca yatan sigortası nedeniyle prim gün sayısının emekliliğe yetmediğini dile getiriyor.
Cumhuriyet
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Matthew Perry’nin ölümüyle ilgili davada yeni gelişme
Friends dizisinin yıldızı Matthew Perry’nin ölümüne ilişkin davada ikinci doktor da ceza aldı; Dr. Mark Chavez’e yasa dışı ketamin temini nedeniyle 8 ay ev hapsi ve 3 yıl denetimli serbes...
Oscar Ödülleri'nden Kritik Karar: 2029'dan İtibaren...
Oscar Ödülleri törenlerinin, 2029 ile 2033 yılları arasını kapsayan yeni anlaşma kapsamında televizyonda değil, ABD merkezli video paylaşım platformu YouTube'da yayınlanacağı açıklandı. S...
Dünyaca ünlü rock yıldızları İstanbul'a geliyor
Rock dünyasının ünlüleri, 2026 yılında Türkiye'ye geliyor. Tanınmış isimler, İstanbul'da müzikseverlerle buluşacak. Kariyeri boyunca "Because the Night" ve "People Have the Power" gibi şa...
Bilgisayarla Beste Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Zekâ Vakfı, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Halıcı Bilgi İşlem AŞ iş birliği ile düzenlenen 32. TBD-Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması’nın final ve ...
Ünlü piyanist Grinko, Ankara'da konser verdi
Rus müzisyen, piyanist ve davulcu Evgeny Grinko, Ankara'da verdiği konserde hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Besteleri milyonlarca kişi tarafından dinlenen, dünyaca ünlü Rus müzis...
2 bin 400 yıl önce batan gemide parmak izi bulundu
Danimarka açıklarında yaklaşık 2 bin 400 yıl önce batan bir deniz akıncıları teknesinde bulunan antik bir parmak izi ve kimyasal bulgular, Demir Çağı’nda bu gizemli saldırganların nereden...
5 bin yıllık iskelet şaşırttı! Taş Devri'nden kalma gizemli bir gömü...
İsveç’in başkenti Stockholm’ün yaklaşık 35 kilometre güneybatısındaki Gerstaberg köyünde yürütülen yüksek hızlı tren hattı inşaatı sırasında arkeologlar, 5 bin yıllık bir köpek iskeletiyl...
'Bak Postacı Geliyor' izleyicilerine film arasında sürpriz
Yüksel Aksu'nun senaryosunu yazıp yönettiği, oyuncu Ozan Akbaba'nın başrolünde yer aldığı 'Bak Postacı Geliyor' filminin akşam seansında izleyiciler bir sürprizle karşılaştı. Dün akşam bi...
Oya Başar’dan yıllar sonra gelen Levent Kırca açıklaması
Usta oyuncu Oya Başar, eski eşi Levent Kırca’nın ölüm haberini aldığı geceyi ve sanatçının hastalık sürecinde tedaviyi reddedişini yıllar sonra ilk kez anlattı. Usta oyuncu Oya Başar, 10 ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Neslihan Atagül organik tarım yapıyor
Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!
OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.