
Müsavat Dervişoğlu'ndan İmamoğlu ve Özdağ'a Ziyaret
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, “Sadece siyasi gerekçelerle planlanmış operasyonların kurbanı olarak içeride yatıyor. Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı" dedi. Silivri Cezaevi’ni Fransız İhtilali dönemindeki Bastille Hapishanesi’ne benzeten Dervişoğlu, “Bastille Hapishanesi nasıl monarşiyi temsil ediyor ve de yıkıldıysa adınız gibi emin olabilirsiniz ki otokrasi ve tek adamlığı temsil eden bu yapılar da mutlak suretle yıkılacaklardır" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan tutuklu İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ı ziyaret etti. Dervişoğlu, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Milletvekili arkadaşlarımızla cezaevini ziyarette geldik. Milletvekili arkadaşlarımızla birlikte ziyaret edeceğimiz kişileri de bölüştük. Ben Sayın Ekrem İmamoğlu’nu ve Ümit Özdağ Bey’i ziyaret ettim. Arkadaşlarımız diğer tutuklu arkadaşlarla görüştüler. Daha sonra da bilgileri de birleştireceğiz. Ve burada sürdürülen zulmün çerçevesini yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız. Bayram günleri küçükler büyükleri ziyarete giderlerdi. Ama öyle bir durumla karşı karşıyayız ki şimdi aile büyükleri evlatlarını cezaevinde ziyaret etmek mecburiyetinde bırakıldı. Bu bayramın ne kadar hüzünlü geçtiğinin de bir izahı olarak değerlendirilebilir. Genç kardeşlerimizin de bir kısmı gözaltında bir kısmı tutuklu. Partimizde oluşturduğumuz hukuk kuruluyla da onların dava ve gözaltı süreçlerini yakinen takip ediyoruz. Türkiye’nin bir vilayetinden başka bir vilayetine İmralı’daki cani başının yaş gününü kutlamak üzere yol kateden insanlara devletin asker ve polisinin refakat ettiği bir dönemde ellerinde Türk bayrağı olan gençlerimizin hiç de hukuka uygun olmayan bir biçimde gözaltına alınmaları ve bayram tatilinde zulme tabi tutulmaları kabul edilebilir değildir ama bunlar otokrasinin doğal sonuçlarıdır.
"Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı"
Ekrem Bey’i ziyaret ettim. Açık ve net olarak söylüyorum, sadece siyasi gerekçelerle planlanmış operasyonların kurbanı olarak içeride yatıyor. Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı. Keza Sayın Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin genel başkanı, geçmiş dönemlerde İYİ Parti’nin içinde birlikte çalıştık. Yani ailece kendisiyle hukukumuz olan bir arkadaşımız. Benim ve dava arkadaşlarımın da aynı zamanda kardeşidir kendisi. Siyasetteki yeri ve konumu önemli değil. O da vermiş olduğu siyasi mücadele çerçevesinde bugün Silivri’de rehin alınmış durumdadır. Dolayısıyla onlarında hak ve hukukunun takipçisi olacağız. Burada sizlerin de vesilesiyle kamuoyuna da bir mesaj vermek istiyorum; hukuk ve siyasi tarih okuyanlar Bastille Hapisanesi baskınını bilirler. Bastille Hapishanesi’nin baskını Fransız İhtilali döneminde yaşanmıştır. Orada da bir hapishaneden bahsedilir, Bastille Hapishanesi’nden ki o hapishane mutlak monarşinin en belirgin sembolüdür. Bastille Hapishanesi’nin baskınında 7 tutuklu kurtarılmıştır ama Bastille Hapishanesi’nin işgali ve baskını hukuk ve demokrasi tarihine monarşinin yıkılışının öncüsü olarak geçer. Dolayısıyla bugün Silivri’de inşa edilmiş düzeni Bastille Hapishanesi’ne benzetiyorum. Bastille Hapishanesi nasıl o zamanlar monarşinin sembolüyse o dönemlerde bugün de Silivri tek adamlığın ve otokrasinin sembolü haline dönüşmüştür. Demokrasiye, hukuka, adalete inanan insanların bunu kabullenmesi mümkün değildir. Her otokrasinin, tek adamlığın mutlaka bir sonu olacaktır. Bugünlerin de mutlak suretle sonu olacaktır.
"Tek adamlığı temsil eden bu yapılar da mutlak suretle yıkılacaklardır"
İnsanların isyanları haksız, hukuksuz tutuklamalara karşı değildir salt. Bu inşa edilmek istenen düzene karşı olanların yollara düştüğü bir dönem geçiriyoruz. Dolayısıyla haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin toplumun her kesimince protesto edildiği bir sürece dönüştüğü aşikar. Demokrasinin, hukukun içinde kalarak, hukukun ve anayasanın vatandaşa tanıdığı her türlü hak ve hukukun kullanımına dayalı olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Açık ve net olarak söylüyorum Bastille Hapishanesi nasıl monarşiyi temsil ediyor ve de yıkıldıysa adınız gibi emin olabilirsiniz ki otokrasi ve tek adamlığı temsil eden bu yapılar da mutlak suretle yıkılacaklardır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Milletimiz moralli olsun, milletimiz güçlü olsun; hak, hukuk ve adalet duygusunu hiç bir zaman kaybetmesin. Adaletin düşünceden eyleme dönüşeceği dönemler de yakındır. Bütün bunların inşası için zaten hak ve hukukun gasp edildiğine inanmış insanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi de bir; insani, vicdani, tarihi sorumluluktur. O sorumluluğun icaplarını gerek şahsen ben ve gerekse partim sonuna kadar yerine getirecek adaletsizliği haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı direnmeyi sürdüreceğiz."
"Anayasal haktır alışveriş yapmak ya da yapmamak"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dervişoğlu, 2 Nisan boykotuna karşı bakanların alışveriş yapmalarına ilişkin soru üzerine "Anayasal haktır alışveriş yapmak ya da yapmamak. Boykotta bunlardan bir tanesidir. İnsanlar mal alma ya da almama haklarını pek tabii ki kullanacaklardır. Ama hükümet buradan kendisine bir mesaj çıkartıyorsa; vatandaşın verdiği mesajı almış oldukları kanaati bizde hakimdir” dedi.
"Bir günlük haksız tutukluluk bin yıla bedeldir"
Boykota destek veren oyuncuların işten çıkartılmasına ilişkin gelen soruya ise Dervişoğlu, "Bir oyuncuyu çıkartmışlar, bir diğer oyuncuyu ise gözaltına almışlar. Bunlar da söylediğim gibi otokrasinin, tek adamlığın doğal bir sonucu gibi insanlara yutturulmaya çalışılıyor. Oysa bu tür hak gaspları tarihte hak gasbını yapanlar açısından kara leke olarak anılacaktır. Ben bunu net olarak söylüyorum; ‘Efendim ne olur bir günlük tutukluluktan veya 3 günlük gözaltından’ diye kimse düşünmesin. Çünkü bir günlük haksız tutukluluk bin yıla bedeldir. Dolayısıyla kimsenin siyasi ikbali uğruna ya da hırsları beklentileri uğruna başkalarının hak ve hürriyetlerini çiğnemeye, gasp etmeye hakları yoktur" dedi.
"Aybüke Pusat’ın ve onun durumunda olanların yanındayız"
Dervişoğlu oyuncuların tepkisine ilişkin ise "Oyuncular da elbette ki böyle bir haksızlık karşısında bir mesleki dayanışma içerisinde üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Ama bu mesleki dayanışma içerisinde kalmamalı. Bir anayasal hakkın kullanımı için sosyal medya paylaşımında bulunmuş, burada oyuncu arkadaşları nasıl bir meslek dayanışması ile ona destek oluyorlarsa söz söyleme makamında bulunan bizler de Aybüke Pusat’ın ve onun durumunda olanların yanındayız" diye konuştu. ANKA
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Erdoğan'ın açtığı 'cuntacı' davasına Özel'den yanıt
CHP lideri Özgür Özel ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün yaptıkları görüşme sonrasında ortak basın açıklamasında bulundu. Özel, Davutoğlu ile beraber yaptığı basın a...
İmamoğlu, çocukların kendisi için cezaevine gönderdiği notları iletti: “Savcı olacağım, hakim olacağım seni kurtaracağım’ diyorlar”
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde tutuklu CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na çocukların gönderdiği mesajları paylaştı. Çakırözer’e ,Türkiye’nin dör...
'İmza verenler ve toplayanlar konteyner kentten çıkarılacak'
Hatay’da AFAD’a ait bir konteyner kentte, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için imza toplayan ve imza atanlara "kentten çıkarılacaklarına" dair tehdit mesajı gönderildi. Tutuklu...
Ali Mahir Başarır'dan iktidara tutuklu gençler tepkisi
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "cunta" tartışmalarına ilişkin "Allah’tan 1999 yılında Sayın Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz idam cezasını kaldırdı. Bugün atanan bazı...
Son Anketten Çarpıcı Sonuç! Oy Oranında Dengeler Değişti, İki Parti Kan Kaybediyor
ORC Araştırma'nın Giresun ve Rize'de gerçekleştirdiği genel seçim anketi bölgedeki son durumu gözler önüne serdi. Ankete göre; birinci parti AKP ve üçüncü parti MHP ciddi puan kaybı yaşar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP lideri Özel'e 'cuntacı' davası!
CHP lideri Özgür Özel hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik 'cuntacı başkan' sözleri nedeniyle 500 bin TL'lik tazminat davası açıldı. Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Özel'e yöneltil...
Adli Tıp Talep Etti! Mahir Polat Yeniden Hastaneye Sevk Edilecek
Adli Tıp Kurumu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında eksik olan bazı tahlil...
Özgür Özel, Devlet Bahçeli'yi kendi sözleri ile vurdu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini sözde tartışmaya yeltenmek, bununla da kalmayıp cuntacılıkla suçlamak bir nevi darbe çığırt...
Ekrem İmamoğlu'nun babasının evinde arama yapıldı: Kapı çilingirle kırıldı!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'na ait Balıkesir'de bulunan yazlık evde jandarma ekipleri tarafından arama yapıldı. Evde kimsenin olmaması üzerine kapı çilingirle kır...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Jennifer Lopez İstanbul ve Antalya'da konser verecek!
Son yıllarda özel hayatıyla gündemden düşmeyen Jennifer Lopez Türkiye'de müzikseverlerle buluşacak. Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, yeni dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor
Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülür. Nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.