STK ve siyasi partilerden 'birlikte mücadele' çağrısı!
Son dönemde toplumsal muhalefete yönelik artan gözaltı, soruşturma, tutuklamalar ve kayyum uygulamalarına yönelik bazı STK ve siyasi partilerden yapılan ortak açıklamada, "Tek adam yönetiminin bir yandan ‘İmralı süreci’ ile görüşmeler yapıp bir yandan da kayyım ataması çözümden ne anladığını göstermektedir" denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Emek Parti, Emekçi Hareket Partisi, Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Sol Parti, Toplumsal Özgürlük Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye’de son dönemde yaşanan gözaltı, tutuklama, soruşturmalar ve atanan kayyumlara ilişkin ortak açıklama yayımladı.
"MUHALİF KİM VARSA UYDURUK GEREKÇELERLE TUTUKLANIYOR"
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Türkiye, iç ve dış politik gelişmeler ve ekonomide yaşanan tıkanıklık nedeniyle iyice köşeye sıkışan Erdoğan, Cumhur ittifakı ve arkasındaki güçler tarafından adım adım karanlık bir tünele doğru sürüklenmektedir. İktidarlarının devamını muhalefeti baskı ve zorbalıkla susturmakta gören saray rejimi kitle desteği eridikçe daha fazla otoriterleşiyor ve saldırganlaşıyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik, yasa ve anayasa tanımazlık tek adam yönetiminde başat tutum haline gelmiş bulunmaktadır. Bu ortamda yargı erki muhalefeti hizaya getirmek ve ‘majestelerinin muhalefeti’ haline dönüştürmek üzere bir sopa gibi kullanılmakta politikacılar, gazeteciler, belediye başkanları ve çalışanları, aydınlar, sanatçılar, sendikacılar velhasıl muhalif kim varsa gözaltına alınmakta uyduruk gerekçelerle tutuklanmaktadır.
"SORUŞTURMALAR YARGININ İÇİNDE BULUNDUĞU GARABETİ GÖSTERİYOR"
CHP kurultayından, İstanbul Barosu’na, belediye başkanlarından, politikacılara, gazetecilere, bilim ve sanat insanlarına soruşturmaların ardı arkası gelmemektedir. Öyle ki, 31 Mart Yerel Seçimleri sırasında oluşan ve normal bir seçim ittifakı olan ‘Kent uzlaşısı’ ve yine 2011 yılında kurulan ve Dernekler Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan platform olarak kurulan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) kriminalize edilerek operasyonlara girişilmiştir. Şafak vakti onlarca ev terörle mücadele şubesi ekiplerince basılmış politikacılar, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar ‘terörle mücadele kapsamında’ gözaltına alınmıştır. Aynı şekilde ESP üye ve taraftarı 34 kişi tutuklandı, kongresine gelen mesajlardan dolayı ESP’ye soruşturma açıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na konuştuklarından dolayı henüz kürsüdeyken soruşturma açılması yargının içinde bulunduğu garabeti göstermektedir.
''KAYYIM SİYASETİNİN SON HEDEFİ VAN HALKI OLDU''
Halk iradesini hiçe sayan ‘Kayyım siyaseti’ ısrarla sürdürülmektedir. Bu uygulama gelinen yerde yargı aracılığıyla bir ‘iktidar gaspı’na dönüşmüş bulunmaktadır. Yerel yönetimlerde halkın sandıkta vermediği yönetme yetkisi atanmış kayyım aracılığıyla fiilen gasp edilmektedir. Kayyım siyasetinin son hedefi Van Büyükşehir Belediyesi ve Van halkı olmuştur. Tek adam yönetiminin bir yandan ‘İmralı süreci’ ile görüşmeler yapıp bir yandan da Kürt halkının iradesini hiçe sayıp DEM Partili belediyelere kayyım ataması, Kürt sorununun demokratik çözümü noktasındaki samimiyetsizliğini, çözümden ne anladığını göstermektedir.
''VALİ KEMAL ÇEBER, KİMLERİN VALİSİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ"
Demokratik hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda saray iktidarının yürütme erki de en az yargı erki kadar hızlı ve işlevseldir. Metal işçilerinin özgür iradeleriyle çıktıkları grevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasaklanırken Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde patronların yüzde 30 zam dayatmaları karşısında meşru haklarını kullanarak fiilen greve çıkan ve taleplerini dile getiren tekstil işçileri karşılarında devletin kolluk güçlerini bulmuşlardır. Yetmemiş Gaziantep Valiliği 15 gün süreyle kentte eylem yasağı getirmiştir. İşçilerin valiliğin yasak kararını tanımayarak eylemlerini sürdürmeleri üzerine, sendikal haklar ayaklar altına alınarak BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen tutuklanmış ve bu yolla işçilerin birliği parçalanmak ve direnci kırılmak istenmiştir. Vali Kemal Çeber ‘önceliğimiz çarkların dönmesidir’ diyerek kimlerin valisi olduğunu göstermiştir.
Fakat biz biliyoruz ki bütün bu saldırganlığın arkasında bir avuç tuzu kuru dışında halk kitlelerinin açlık ve yoksullukla boğuştuğu, ekonomideki kriz ve istikrarsızlığın sürdüğü, dış politikada ‘yeni Osmanlıcı hayaller’in gerçeklerle bir kere daha yüzleşmek zorunda kaldığı vb. olgularla karakterize ülke gündeminin ağırlığı karşısında duyulan çaresizlik bulunmaktadır. Bu ortamda Erdoğan yönetimi Cumhur ittifakı ve arkasındaki güçler muhalefeti baskı ve zorbalıkla sindirmek suretiyle bir bakıma çaresizlikten bu yolla bir çare üretmeye yönelmiş görünmektedir.
"MEHMET TÜRKMEN SERBEST BIRAKILMALI"
Bir yandan faşizan uygulamaların dozu artarken bir yandan da Devlet Denetleme Kurulu’nun yetkilerini Anayasa’ya aykırı olarak genişleten ve bu kurula yargı gibi davranma yetkisini veren yasa değişikliğinde olduğu gibi Yürütme’nin gücü daha da artırılmaktadır. TMSF’ye ise 15 Temmuz sonrasındaki OHAL döneminde verilen ve hem sermayenin el değiştirmesini sağlayan hem de şirketlere çökme imkanını sürdüren yetkinin beş yıl daha uzatılması da bu kategoriden bir değişikliktir. Yerlerine kayyım atanan ve bir bölümü tutuklanan belediye başkanlarına ve onları seçen halkımızla, hakları için mücadele eden işçi sınıfımızla, gerçekleri yazdıkları, dile getirdikleri için tutuklanan, soruşturmaya tabi tutulan gazeteciler, politikacılar, sendikacılar, sanat ve bilim insanlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz.
Gözaltılar ve tutuklamalar son bulmalı; gözaltına alınan ve tutuklanan politikacılar, gazeteciler, bilim ve sanat insanları, belediye başkanları ve görevlileri derhal serbest bırakılmalı, soruşturmalar durdurulmalı ve belediye başkanları görevlerine iade edilmeleridir. İşçi sınıfının örgütlenme, serbest toplu pazarlık ve hak arama yollarının önündeki engeller kaldırılmalı, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen serbest bırakılmalıdır.
''DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE"
İlan ederiz ki, ne yaparsa yapsın tek adam yönetimi ve arkasındaki güçler kendi çaresizliklerinde boğulmaktan kurtulamayacaktır. Tarihin akışını değiştirmeye güçleri yetmeyecektir. Bizler kırıntılar halinde olsa da var olan demokratik hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunmaktan ve gerçek bir demokrasi ve barışı inşa etme mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Ne kayyımları ne de işçi sınıfının hak aramasının önündeki yasakları tanımıyoruz. Siyasi parti ve örgütler olarak; ekmek, barış, özgürlük diyen tüm ilerici güçleri gittikçe gericileşen ve otoriterleşen tek adam yönetimine karşı gerçek bir demokrasi, barış ve demokratik bir Türkiye inşa etmek için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.''Cumhuriyet
Yorum Ekle
Diğer Haberler
7 işçinin can verdiği yangının soruşturması... Şüphelilerin kaçış planı ortaya çıktı
Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Al...
Bütçe görüşmelerinde sert sözler, barış vurgusu ve gerginlik
TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülürken DEM Parti’den “barış hukuku” çağrısı geldi. AKP’li İbrahim Ethem Taş’ı...
CHP kurmaylarından dikkat çeken 'MHP' açıklaması!
CHP kurmayları, son dönemde MHP’nin yargılama süreçleriyle ve tutuklu yargılamalarla ilgili yaptığı açıklamalara karşın bu konularda MHP’den bir beklentisi olmadığını belirtiyor. CHP’nin ...
AYM, Tayfun Kahraman'ın 'tedbiren tahliye' talebini reddetti!
AYM, gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman'ın sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesi yönündeki tedbir talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, başvurucunun yaşamı ile maddi ve manevi bütün...
Şehzadeler'de Olağanüstü Seçim Takvimi Netleşti
Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın 14 Aralık’ta hayatını kaybetmesinin ardından belediyede yeni başkanın belirlenmesi için yasal süreç başlatıldı. Başkanlık makamının boşalması ...
Murat Çalık: Mücadelemi sürdüreceğim
İki kez kanser atlatan ve cezaevinde sağlık sorunları yaşayan, görevden alınan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık mesaj paylaştı. İki kez kanser atlatan, cezaevinde 21 kilo ve...
Aralarında Soylu'nun 'sağ kolu' da var!
Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın başkanlığında dün toplanan Yüksek Değerlendirme Kurulu, 235 emniyet müdürünü emekliliğe sevk etti. Emekli edilenler arasında eski İçişleri Bakanı S...
DEM Parti, Diyarbakır’da 'Öcalan’a özgürlük' mitingi
DEM Parti öncülüğünde terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 4 Ocak'ta Diyarbakır’da miting düzenlenecek. DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu, te...
TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan süreç komisyonu toplantısı
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un süreç komisyonu grup koordinatörleriyle saat 16.00'da Meclis'te bir araya geleceği bildirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, saat 16.00'da 'Terörsüz Türkiy...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Neslihan Atagül organik tarım yapıyor
Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!
OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.