- Özgür Özel'den Avrupalı Lidere Sitem: 'Bize 5 Dakika Ayırmadı'
- Büyükşehir’den Uzundere’de kentsel dönüşüm açıklaması: İnşaat yeniden başlıyor
- Gülşah Durbay'ın vefatının ardından... Şehzadeler Belediyesi'nin yeni başkanı belli oldu
- Ömer Çelik'ten Çarpıcı ‘Suriye’ Mesajı, ‘Önemli Bir Gelişme’
- Alperen Şengün takas iddialarına cevap verdi!
Deniz Doğruyol’un ‘Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum’ sergisi, Ataköy Baruthane’de
Ataköy Baruthanesi’nde açılan “Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum” sergisi, Deniz Doğruyol’un kâğıt hamuru heykelleriyle kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarını keşfe davet ediyor. Ziyaretçiler, dilek ağacı ve ritmik kalp atışları eşliğinde hem kişisel hem kolektif bir sorgulama alanı deneyimliyor.
İstanbul’un simge yapılarından birisi olan, Ataköy Baruthanesi, 7 Ağustos’ta ziyarete açılan bir sergiye ev sahipliği yapıyor: “Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum”.

Küratörlüğünü Ceylân Önalp’in üstlendiği sergi, sanatçı Deniz Doğruyol’un kâğıt hamuru (papier-mâché) tekniğiyle ürettiği heykellerden oluşuyor. Sergi, 25 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek.
SORGULAMA ALANI
Sergi, iki kata yayılıyor. Ama ziyaretçilerin en çok zaman geçirdiği alan, plastik sanatların edebiyatla bir araya geldiği, mitolojik unsurların esintilerinin hissedildiği, ayrıntıların derinliğinde kaybolunan, yekpâre bir çalışmanın olduğu ilk kat. Doğruyol’un, Ataköy Baruthanesi’nin taş duvarları arasına yerleştirdiği figürler; kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarıyla kişisel bir sorgulama alanı yaratıyor.
Kendinizi unuttuğunuz yerde kendinize sarıldınız mı? Doğruyol, başlangıçta size bu soruyu sorduruyor. Ve peşini bırakmıyor: Umudunuzu ve niyetinize sımsıkı sarılıp sarılmadığınızı düşünmeniz için size alan tanıyor.
MUM, DİLEK AĞACI, KÂĞIT TUZLUK
Sergi ziyaretiniz boyunca, size ritmik bir ses eşlik ediyor: Anne karnındaki bir bebeğin kalp atışları... Bu ses, Doğruyol’un “kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş” temalarını izleyiciye aktarmak için önemli bir rol üstleniyor. Çünkü her kalp atışı; geçmişten kalan ama artık işe yaramadığı düşünülen eşyalarla sanatçının ellerinde yeni bir forma, yeni bir bedene dönüşen bozulmuş objeler, kırık parçalarla bütünleşiyor. Sergi sizi aynı zamanda hem çocukluğunuza hem de şamanik bir ritüelin tam ortasına götürüyor. Çocukken hepimizin elinde yer eden “kâğıt tuzluk” ve bir dilek ağacı, ilk katın tam ortasında sizleri bekliyor. Burada ister kâğıttan tuzluktan size çıkan sözcüğü, isterseniz dileğinizi bir kâğıda yazıp dilek ağacına asabiliyorsunuz. Ve serginin sonunda, dilek mumları sizi karşılıyor.
Alt katta ise oldukça sade, ancak derinlikli bir yerleştirme bulunuyor. Dilek ağacının köklerinden doğan bir ışık huzmesi, size masmavi bir okyanusu hissettiren büyüklü küçüklü gemilerin sonsuz yolculuğuna davet ediyor.
Sergi, baskılandığımız ve sindirildiğimiz son dönemlerde ihtiyacımız olan umudu bize aşılama yoluna girişiyor. Tüm karanlıkların biteceğini, ışığın yeniden yükseleceğini ve küllerimizden yeniden doğacağımız bir umudu...

YAŞAMANIN YANKISI
Küratör Ceylân Önalp, Deniz Doğruyol’un işleriyle kurduğu bu içsel evreni, Carl Jung’un arketip kuramıyla da bağ kurarak ilerlediğini belirtiyor. “Sergi, bireysel olanla kolektif olanın kesiştiği bir eşikte duruyor. Her figür, bilinçdışının içinden gelen bir gölge, bir çocukluk yankısı ya da bastırılmış bir hafıza gibi” diyor. Önalp şöyle devam ediyor: “Jung’un ‘gölge’ dediği alan, bastırdığımız ya da görmezden geldiğimiz parçamız. Ama aynı zamanda yaratımın ve dönüşümün de kaynağı. Doğruyol’un işleri, izleyiciyi bu gölgeyle karşılaşmaya davet ediyor; yargılamadan, acele etmeden, korkutmadan. Çünkü ancak gölgemizi kabul ettiğimizde, kendimizi bütün hâliyle görebiliriz.”
Sergideki ışık oyunları da anlatılmak istenenin bir parçası. Heykellerden yansıyan gölgeler, her bir eserde izleyicinin iç dünyasında birer pencere açma görevi üstleniyor, yüzleşmeye itiyor. Önalp bu durumu şöyle anlatıyor: “Gölgeyle yüzleşmek kolay değildir çünkü gölge, aynı zamanda cesaret, içsel güç ve yaratıcı potansiyel barındırır. Dolayısıyla bu sergi, yalnızca sanatçının iç dünyasını görünür kılmıyor, aynı zamanda ziyaretçiyi kendi iç sesine kulak vermeye çağırıyor. Bu yüzden sergide klasik anlamda eser künyeleri yerine, sanatçının el yazısıyla duvarlara yazılmış kısa cümleler ve kelimeler yer alıyor. Bu cümleler bir tür kişisel mantra gibi davranıyor; açıklama yapmıyorlar, yol gösterici de değiller. Ama bazen tam da ihtiyaç duyduğumuz yerde bir yankı yaratıyorlar.
cumhuriyet
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Cem Karaca unutulmaz şarkıları ve anılarıyla hatırlandı
İzmir Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı Teyfik Rodos, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki (AASSM) “Şarkılar Cem Karaca Anısına” adlı konseriyle izleyicilere unutulmaz bir gece ya...
İçerde Polis Var: Bir Erkekliğin Nöbet Defteri
Bazı oyunlar sahneye bir hikâye koymaz; sahneye bir yük koyar. “İçerde Polis Var” da seyirciyi daha ilk anda bu yükün içine çağırıyor: Gerçekleri, mecburiyetleri ve tercihleri; babalarını...
‘Avatar: Ateş ve Kül’ ve ‘Hind Rajab’ın Sesi’ gösterimde
James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül’de travma, şiddet ve güç istismarını düşsel bir evrende anlatırken Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania, Gazze’de öldürülen 5 yaşındaki Hind Rajab’ın ger...
OMÜ’nün 50. yılına özel ‘Mavi Yolculuk’
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin kuruluşunun 50. yılı etkinlikleri kapsamında, Doç. Dr. Fidan Tonza Helvacıkara’nın “Mavi Yolculuk” adlı kişisel seramik ve cam sergisi sanatseverlerl...
James Cameron artık resmen milyarder
'Avatar' serisinin ve 'Titanic'in ünlü yönetmeni James Cameron'ın serveti 1 milyar doları aştı. Milyarlarca dolarlık gişe hasılatına imza atan dünyaca ünlü yönetmen ve yapımcı James Camer...
SİYAD’da başkan değişmedi
Yeni yönetimin belirlendiği kurulda Esin Küçüktepepınar yeniden başkan seçildi. Başkan yardımcılığına Müge Turan getirildi. Olkan Özyurt, Ekrem Buğra Büte ve Gözde Hatunoğlu da yeni yönet...
Leonardo DiCaprio: 'Titanic’i hiç tekrar izlemedim'
Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence ile yaptığı söyleşide kariyerinin en unutulmaz filmlerinden Titanic’i hiç tekrar izlemediğini söyledi. Oscar ödüllü oyuncu Leonardo DiCaprio, rol aldı...
Matthew Perry’nin ölümüyle ilgili davada yeni gelişme
Friends dizisinin yıldızı Matthew Perry’nin ölümüne ilişkin davada ikinci doktor da ceza aldı; Dr. Mark Chavez’e yasa dışı ketamin temini nedeniyle 8 ay ev hapsi ve 3 yıl denetimli serbes...
Oscar Ödülleri'nden Kritik Karar: 2029'dan İtibaren...
Oscar Ödülleri törenlerinin, 2029 ile 2033 yılları arasını kapsayan yeni anlaşma kapsamında televizyonda değil, ABD merkezli video paylaşım platformu YouTube'da yayınlanacağı açıklandı. S...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Feyza Civelek harekete geçti.. Dava açıyor
'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' karakterini canlandıran Feyza Civelek, son dönemde şahsına yönelik artan iddialar üzerine sessizliğini bozdu. 'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' kar...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Osteoporoz sessiz ilerliyor: İlk belirti çoğu zaman kırık
Kemik erimesi (osteoporoz), çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor. Hastalık fark edilmediğinde ilk işaret bir kırıkla ortaya çıkabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Özlem Cemeroğlu, kemik kırıklarının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak erken farkındalığın önemine dikkat çekti.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.